Bu filmin sizin beklentinizi de karşıla-
yacağını düşünüyorum.
Auistin Wright’ın “Tony and Susan”
kitabından uyarlama olan yapımcılı-
ğını, yönetmenliğini ve senaristliğini
moda tasarımcısı Tom Ford’un yaptı-
ğı bu film: Nocturnal Animals. Tom
Ford’un ikinci filmi olan bu film, Ara-
lık 2016’da vizyona girdi. Birçok ödü-
le aday gösterildi ve bazılarını kazan-
dı. Neo-noir ve psikolojik gerilim türü
olan bu film, eleştirmenler tarafından
güzel notlar almayı başardı. Filmin
müziklerini, daha önceki filmlerinde
olduğu gibi notalarıyla duygulara do-
kunduran Abel Korzeniowski üstlen-
di. Görüntü yönetmenliğini, filmde de
hissedeceğiniz gibi oldukça tecrübeli
Seamus McGarvey yaptı. Filmin oyun-
cularını söylemeden geçmeyeceğim
tabii ki: Amy Adams, Jake Gyllenhall
ve Michael Shannon gibi birbirinden
harika isimler kameranın karşısınday-
dı.
Filmde Tom Ford’un modacılığını
sonuna kadar hissedebilirsiniz. Mo-
dadan sinemaya geçişin çok kolay ol-
madığının söylenmesi mümkündür.
Fakat filmde bir modacının mükem-
mellik arayışının sonuçsuz kalmayaca-
“Söylenen
sözler eninde
sonunda
yitip gider
ama kağıda
dökersem
sonsuza dek
yaşarlar.”
ğını göreceksiniz. Eğer modacıların
yaptığı filmler hep böyle olacaksa
buyursunlar kameranın arkasına!
Tabii müzikler ve sinematografi de
harika bir şekilde yapılmış. Hika-
ye filme muhteşem bir şekilde üç
farklı kurguyla yerleştirilmiş. Filmin
retrospektif ilerleyişi gayet başarılı.
Filmde neredeyse her sahne bir tab-
lo. Zaman zaman filmi durdurarak
sadece ekrana baktım. Karakter ve
arka planın kullanılışı gerçekten et-
kileyici!
Jake Gyllenhall’ın oyunculuğundan
her zaman etkilenmişimdir. Film-
de de karakterin hakkını sonuna
kadar vermiş. Edward karakteriyle
filmde yerini almış ayrıca filmde
geçen kitabın hikayesinde Tony’yi
de canlandırıyor. Bize karakterin
tüm duygularını içtenlikle aktardı-
ğını söyleyebilirim. Çaresizliğini ve
acısını yüreğimiz burkularak izliyo-
ruz. Filmimizde Amy Adams, Susan
karakterine hayat veriyor. O sene
Arrival filmiyle de karşımıza çık-
mıştı. Bir senede böylesine başarılı
iki filmde oynayıp hakkını vermek
her oyuncuya nasip olmaz. Susan
karakterinin kendi içinde yaşadığı
iç çatışmayı güzel bir şekilde verse
de zaman zaman fazla mı durağan
oynuyor diye sorgulayabiliriz. Yar-
dımcı karakterlere değinmezsek
ayıp olur! Gerek Michael Shannon
gerekse Aaron Taylor-Johnson film-
de olmasalar film bu kadar güzel
olur muydu bilemiyorum. İkisinin
de ana oyunculardan çok daha iyi
performans gösterdiklerini düşünü-
yorum.
Şimdi filmin içeriği hakkında spoi-
ler vermeden bilgi vermeyi amaçlı-
yorum. Öncelikle filmimiz üç fark-
lı kurgu ile ilerliyor. Bir filmde üç
farklı film izlediğimizi düşünebili-
riz. Gerçek dünya, gerçek dünyanın
geçmişi ve filmdeki romanın hika-
yesi ayrı ayrı kurgulanarak, harman-
lanmış. Filmde meydana gelen bir
olayın sonucu, geçmişine bakılarak
ilerliyor. Filmde renkler çok kes-
kin bir şekilde kullanılmış. Kırmız ı
renklerin ağırlığını hissedebiliyor-
sunuz. Rengin bu kadar ağır basma-
sı da zaman zaman sizi boğabiliyor.
Filmin roman anlatımı dışındaki hi-
kayesinde donuk ifadeler geniş yer
kaplıyor. Susan’ın yaşadıklarının ve
ruh halinin yansıtılması için tercih
85