Perspective 36 A2018-3196-PerspectiveSayi36-DUSUK | Page 75

71 ler , bembeyaz evler , açık kahverengi kemer ; hepsi bana bakıyordu : “ Ne bu acele !”.
Soluk soluğa limana varmamla içgüdülerimi “ hatırladım ”. Kampçıların , sörfçülerin , sakin halkın içinden niçin hızla ilerledim ?
Daha da tadını çıkarmak isterdim , ama acelem vardı . Neredeyse koşar adımlarla geçtiğim sokaklar , yol kenarında çantamın sarstığı sandalyeler , bembeyaz evler , açık kahverengi kemer ; hepsi bana bakıyordu : “ Ne bu acele !”.
Solumda karmaşık Akdeniz , sağımda bilge Atlas ,
İşte karşımda Cebelitarık .
Cebelitarık bir toprak ki çocukluk hayalim , bir deniz ki kültürleri cezbeder . Onu aşabilmek , inanılmazdı . Damga sırasından sonra hareketlenen feribottan Tarif ibn Malik ’ in Tarifa ’ sını izleyip , yanan gemileri hayal ettim , Tarık bin Ziyad ’ ın gemilerini . Kararlılık ve hırs ; bunları göstermek için yanmıştı o gemiler . Liderimin geri dönmeme hırsı bende umursuzluk yaratır mıydı diye düşündüm . Eğer onun bir askeri olsaydım . Kim bilir nasıl bir hırsla , merakla gelmişti Afrika ’ dan , benim geldiği yere gittiğim gibi , 1300 yıl önce . Aradaki mesafe kırk kilometre bile olsa , başka bir dünyanın varlığı biliniyor ve hissediliyordu . Bu his değil mi zaten kalpleri uyuşturan , aramaya zorlayan ? Ya da bugünkü kalplerimiz , başka dünyaların varlığına dair olan hissi barındırmaktan aciz ?
Hâlbuki kesinlik 1300 yıl önceki belirsizliğin yerini alalı çok olmuşken … Geçirdiğim son birkaç saatin telaşın yarattığı yorgunluk ziyadesiyle gözlemlemeye bıraktı beni : 39 euro olması dışında , herhangi bir Asya-Avrupa feribot seferinden farkı yok gibi . Yolcuların yüzlerinde görülen buydu . Ellerinde Tarifa-
Tanca- Algeciras damgaları ile dolu sayfaları barındıran pasaport , en fazla bir sigara içmek için dışarı çıkıyolar , eski heyecanları tükenmiş .
Belki de gerçekten 2 . seferde bile değerini yitirebilir , bilemiyorum , ama dönüşsüz güzel esintiler bırakan bir deneyimdi Cebelitarık . Tanca ’ ya yaklaşınca , Endülüs usulü bir metropol gösteriyor kendini . Modern , büyük , beyaz binalar , en moderni bile bembeyaz . Karaya ayak basılması ile birlikte , kralın donuk bakışlı portresi , onun önündeki somurtkan polisler ve nemli bir rüzgâr karşılıyor seni . Son bir kontrol . Fas ’ a hoş geldin . P