Girişi geride bıraktıktan sonra dikdörtgen şeklinde bir oda burası, sol tarafımda iki kişilik bir yatak, örtüsü giriş yaptığım ilk dakikalardan beri dağınık, iki tarafında koyu ahşap rengi komodin. Ah şu komodin ne komik kelime, yazması pek keyifli, elime iyi geliyor. Siz yazdığımı bilmediğimi mi sanmıştınız? Yatağın sağ tarafı, kapının tam karşısı, üç pencere, içinde sıradan bir sabah ve bembeyaz çatılar yine taştan. Ayağımın altı ince bir kilim, halı demediğimi duysa bozulur. Bozuldu bile. Siz halının yazdıklarımı okuyamayacağını mı sanmıştınız? Buraya ne zaman geldiğimi artık hatırlamıyorum. Girişte bir müzik vardı, bir de küçük kız gözlüklü ve kilolu, anahtar kapıyı açtı, kendisine teşekkür ettim biraz uyudum cenin pozisyonu ve televizyon. Odanın sol tarafında pencereye yakın bir kanepe var, açılınca yatak oluyormuş, üzüldüm ve benim gibi kafasının karıştığını düşündüm.
Durun, durun, durun öykünün böyle yazılmaması gerekiyordu, hanımlar, beyler ve sevgili çocuklar ve
|
sevgili küçük kız gözlüklü kilolu, beyaz havlular, anahtar, pencere, sıradan bir sabah, bembeyaz çatılar taştan ve yine, kanepe, yatak, cenin pozisyonu, büyük göğüslü Leyla Hanım, baştan başlamama izin verin, neredeydi benim kural kitabım bununla ilgili birkaç madde bulabileceğime emin gibiyim. İnanın diğer öykülerimde bu başıboşluğa müsaade etmeyeceğim.
Buraya ne zaman geldiğimi artık hatırlamıyorum. Uyandığımda beyaz havlularla konuşuyordum. Pencerenin sol tarafı ve kanepenin tam karşısı küçük bir mutfağa yer vermişti. Küçük dediğimi duysa bozulmaz çünkü mutfaklar sahicidir. Musluk su damlatıyor, ne kadar sıkarsam sıkayım kafasını, musluk su damlatıyor.-Eller ve yemek yediğimiz tabaklar temizdir, hayat temiz ellerle yaşanır ve tabaklar temizken masaya konur, demek musluk da hayatı korur- Musluk su damlatıyor, sordum, söyledim, uyardım, umursamadı. Önce bağırdım, sesimi yükselttim, oturdum yanında ağladım, zaman geçti ona hayatı açıkladım, sen bir musluksun ben de insan, açılmanı istediğimde açılıp, kapanmanı istediğimde kapanmalısın ve sen su damlatmamalısın, arkadaşların
|
duysa ne der hiç düşünüyor musun, büyüyünce nerede olacağını hayal ediyor musun? Vurdum, sonra tekrar ağladım ve biraz daha açıkladım. Cümlelerin dörtte üçünde kendimi anlattım, kalan kısmı musluğa ayırdım. Musluk hala su damlatıyor, hep kendimden bahsediyormuşum öyle diyor. Yok hakim bey, gerçekten musluktan da şikayetçi değilim, musluk olmayı isteyip istemediğini ona sordunuz mu? Sordum, ne dedi, musluk ikinci tercihiymiş komodini üç puanla kaçırmış, komodin ne keyifli kelime değil mi, evet bence de öyle, benimle söyler misiniz üç deyince; ko mo din, gerçekten güzel kelime. Küçük mutfağın arkası ve giriş kapısının hemen sol tarafı banyo. Girdikten iki adım sonra sağda lavabo, solda klozet ve iki adım daha sonrası hem de tam karşısı dar bir duş. Lavabo ne olmak istiyormuş hakim bey? O ikinci yerleştirmeden lavabo olmuş, tercihleri sırasıyla yatak, pencere, klozet ve havluymuş en sona lavabo yazmış, üzücüymüş, evet bence de, ne kadar kibarsınız teşekkür ederim, yok ben teşekkür ederim, hakim olmak ilk tercihiniz miydi, hayır ben de komidin olmak istemiştim, komodin ne güzel kelime değil mi, evet gerçekten güzel kelime, o zaman üç deyince; bir iki: ko mo din. |
63 |
Buraya ne zaman geldiğimi artık hatırlamıyorum. Uyandığımda hakim bey ile konuşuyordum. P |