bilecek güce sahip değilken otoriter
ve güçlü görünmeye çalışıyorlar ve
bütün problem de bundan kaynak-
lanıyor bence. Yani biraz daha naif,
biraz daha kadına yakın düşünseler,
olaylara daha pozitif bakıp çözmeye
çalışsalar bunların hepsi çözülecek
gibi geliyor. Bence birazcık kadınları
örnek alsın erkekler, kadın olsunlar
demiyorum, örnek alsınlar diyorum.
P: Ülkemizdeki tabuları da göz önün-
de bulundurursak aileleri tarafından
cinsiyet kimliği problemi çeken ço-
cuklara ne gibi bir destek sağlanabilir?
Bu konuda hangi derneklerden fayda-
lanabilirler?
Anlık
yaşıyorum,
anlık
seviyorum
her şeyi.
P: Sosyal medyada da sizi çok seven,
çok destekleyen insanlar var. Sosyal
medyanın etkisi nedir ve sizi bu sevgi
nasıl hissettiriyor? önemli. Siz çok aktif şekilde kullanabili-
yorsunuz, bir de her şeyini biliyorsunuz,
bilmem neyi yayınlıyorsunuz, yorum
yapıyorsunuz, buluyorsunuz. Ben bazen
sizin gibi gençlerden yardım istiyorum,
şu nereden çıkacak falan diye. O yüz-
den sosyal medya çok önemli. Büyük bir
ihtimalle artık magazinciler bile sosyal
medyayı kullanır oldular. Herhangi bi-
risinin yayınladığı bir şeyi sosyal med-
yadan alıp yayınlayabiliyorlar, yani her
yerde olmak zorunda değiller. 28 ma-
gazinci etrafta dağılıp bütün konserleri
çekmiyor artık. O yüzden ben de kul-
lanmayı öğreniyorum ama bazı kıstas-
larım var. Mesela, yediğim yemeği koy-
muyorum ben. Koyanları kınamıyorum,
hiç kimse yanlış anlamasın ama ben ye-
diğim yemeği “Bunu yiyorum şu anda,
inanılmaz lezzetli,” şeklinde paylaşmı-
yorum. Böyle şeyler yapmıyorum. Ger-
çekten görmek isteyebileceğinize ken-
dimce inandığım şeyleri koyuyorum.
Mesela, bir sahne programının hepsini
canlı yayın yapabilirim, böyle bir ye-
teneği var sosyal medyanın ama oraya
zamanını ayırıp, gerçekten orada para
ödeyip, yer ayırtıp, gelenler var. Bazen
gelemeyenler için tadımlık diye video
koyuyorum o sahne programı bittikten
sonra. Bazen ayrıcalığı olması gerekiyor,
yani şimdi Nükhet Duru’nun konserini
izlerken aldığın tatla albümünü dinler-
ken aldığın tat aynı mıdır? Sonuçta ikisi
de Nükhet Duru ama orada bambaşka
bir şey. O konularda biraz daha eski ka-
falı olduğum için birazcık daha o lezzet-
te kalmasını istiyorum. O yüzden öyle
canlı yayınlar falan yapmıyorum ama
bana yazılan her mesajı okuyorum. Ara-
da reklamlar var, reklamlarını yapanlar
var. Onları beğenmiyorum. Sadece yazı-
lan mesajları okuyorum, eğer okuyorsan
zaten bunları görebiliyorsun. Bu da bir
sosyal medya kullanıcısı olmak değil mi?
Mesajları okuyor olmak. Bir videomun
altına 2900 tane mesaj var. Hepsini tek
tek beğeniyorum, düşünün.
A: Sizleri seyrettiğim zaman anlıyo-
rum ki sosyal medya gerçekten çok P: Hayatta en sevdiğiniz, en değer verdi-
ğiniz şey nedir?
A: Yaşasın, çok güzel bir soru. Önce
şunu söylemek istiyorum; tabu dedi-
ğin şeyi herhalde akıllı birisi koymuş
ki bunu geliştirebilmiş ve insanların
tabuları olmuş. Madem koymuş, yı-
kabiliriz de... Neden yıkma yalım?
Bu bizim elimizde. Ondan daha zeki
olup “Arkadaşım bak bu tabu yararlı
bir şey değil, kötü bir şey. Bu duvarlar
önemli değil, bunları yıkalım.” diye-
biliriz. diyebiliriz. En başta biz bunu
yapabiliriz. Ailelerinden önce sizler
yapabilirsiniz. Üniversitede gördüğü-
nüz, sizinle birlikte okuyan, cinsiyet
kimliğini değiştirmek isteyen veya
cinsel yönelimi farklı olan herkese
selam verebilirsiniz. Aileleri içinse bir
sürü dernek var. LİSTAG (Lezbiyen
Gey Biseksüel Trans İnterseks Bireyle-
rin Aileleri ve Yakınları Derneği) var,
LADEG (LGBTIQ+ Aile ve Yakınla-
rı Destek Grubu) var. Buradan gidip
destek alabilirler. Hatta “Gittiğim za-
man görünürüm”, “Benim görünürlük
problemim var” diye düşünüyorlarsa
derneği aradıklarında bu ailelerden
birisi onlara anlatabilsin diye çay-
kahve içmeye bile gidebiliyor. Artık
teknoloji çağında yaşıyoruz. Benim
yaşadığım çağda, biz gidip kütüpha-
nede eşcinsellik, translık ile ilgili kitap
arıyorduk. Şimdi arama motorlarınız
var. Bütün arama motorlarına yazdı-
ğınız zaman her şey çıkıyor. LİSTAG,
LADEG ailelere en güzel yardımcı ola-
cak olan derneklerdir. LGBT dernek-
leri diye yazdıklarında hepsi çıkıyor
ve hepsinden yardım alabilirler.
A: Yani, en sevdiğim diye ayırt etmem
ki hiçbir zaman hayatta. Anlık yaşıyo-
rum her şeyi.
Mesela şöyle anlatayım bunu, şu an
pizza yiyorsam pizza en sevdiğim,
ama akşam yemeğinde çorba içecek-
sem çorba en sevdiğim. Anlık yaşıyo-
rum, anlık seviyorum her şeyi. Son-
rasında aman çorba içerken ıyy pizza
da demiyorum. O an, anlık olarak her
şeyi seviyorum. En sevdiğim şey, en
sevdiğim renk, bilmem ne filan diye
ayırt etmiyorum. Kendim böyle han-
dikaplara düştüğüm için biliyorum.
Hep dedim ki ben asla kahverengi giy-
mem, hiç sevmiyorum. Sonra bir bak-
tım bir gün sütlü kahve bir elbise giy-
dim ve bu kadar güzel olamaz. Kendi
kendimi rezil ettim bakar mısın? Asla
dedim ya, bundan sonra dedim böyle.
Demek ki hiçbir zaman asla dememek
gerekiyor.
P: Peki son olarak üniversite öğrencisi
okurlarımıza neler söylemek istersi-
niz?
A: O kadar değerli yıllar ki, tadını çı-
karsınlar. Gerçekten çok değerli, bi-
liyorum bazen çok sıkışıyorlar, bazı
derslere çalışamıyorlar ama onun
bütünlemesine girmenin de tadını
çıkarsınlar. Onu kurtarmaya çalış-
manın da tadını çıkarsınlar. Bir kere
herkesin farklı farklı yerlerden geldiği,
inanılmaz kozmopolit bir kampüsün
içerisindesiniz düşünsenize. Herkes-
ten bir şeyler öğrenmeye çalışsınlar.
Hiçbir şey öğrenemiyorlarsa yöre-
sel bir yemek öğrenmeye çalışsınlar.
Birbirleriyle bilgi alışverişi yapsınlar.
Dünyada bazı kanunlar var mesela
termodinamik kıyamet diye bir kanun
var, maddeden maddeye ısı akışı, bilgi
akışı da böyle bir şey. Birbirinize bil-
diklerinizi aktarın ve hepiniz biliyor
olun. Ben birbirlerinin her şeyini bilen
insanların sadece bakışarak bile konu-
şabileceğine inanıyorum. O yüzden
tadını çıkarsınlar okuyucularınız. Be-
nimle röportaj yaptığınız için de çok
teşekkür ediyorum. Çok tatlısınız, ha-
rikasınız. Yaşasın üniversite! P
47