OTODERGI OTODERGİ | Page 74

ÖZEL HABER MCLAREN 675LT katkılarıyla McLaren 675LT’nin içine girmek-çıkmak bu beşli arasında en zor olanı ancak karbonfiber kabuk hiç birinde yok. LED stopları fark etmek zor, egzozlar harika görünüyor. Önde 235/35ZR19 91Y arkada 305/30ZR20 99Y ölçüsündeki Pirelli P ZERO lastikler her turun ardından ölçümden geçtiler. 0-100 km/s 2.92 sn Tur zamanı 1.10.893 F1’den yollara G McLaren de Ferrari gibi Formula 1’den edindiklerini yollara aktarıyor. Ama sanki kendini daha fazla anlatması ve kanıtlaması gerekiyor. Ben şimdiden ikna oldum! ünün en havalı otomobili kuşkusuz McLaren 675LT. Neden mi? Fıstık yeşili rengi bir yana, kelebek kanatları şeklinde açılan kapılara ve tüm sorularımızı yanıtlamaya hazır 1 test sürücüsü, 2 teknisyen ve bir de beyaz saçlı hanımefendi yöneticisini o gün orada hazır tutuyordu. Şaka bir yana; McLaren, Ferrari’ye karşı bilenmiş olduğunu o gün “3 Saniye Kulübü”nde de hissettirdi. Gelmiş geçmiş en hızlı yol otomobili unvanını çok uzun süre elinde tutan (Bence halen kral o) McLaren F1’den sonra markanın ilk yol otomobili olan MP4-12C (Mclaren-Mercedes SLR’ı saymıyorum) sebebiyle, Ferrari karşısında sürekli kaybedeni oynamaktan sıkılan İngilizler bu sefer hiçbir taviz vermemişler. Pek çok otomobil otoritesinin çok klinik, hijyenik, ruhsuz ve rafine bulduğu MP4-12C’den sonra 570 serisi ve ardından 675LT serisi ile McLaren isteneni sonuna kadar veriyor. Organizasyona katılan beşli arasında tamamen karbon-fiber bir kabine sahip olan tek model McLaren 675LT. Bu da aracın 1328 kg gibi, en yakın rakibi Ferrari’ye göre 262 kg avantaj sağlaması anlamına geliyor. 675LT, her noktasında hafif materyal kullanımı izlenimi buram buram hissettiriyor. Sadece yolcu kabinin ağırlığı 75. Ka- 74 EKİM 2016 bin içine geçtiğinizde paspasları varlığını bırakın, eşikler bile halıyla kaplı değil, onların yerine çıplak karbon-fiber’in üzerine güzel bir cila atılmış. İncecik koltuklardan yolcu tarafında ayar bile yok. McLaren yetkilileri, “Koltuk raylarından ötürü ağırlık merkezinin yükselmesinden kaçındık. Hem de ağırlık tasarrufu sağladık” deseler de, bu kadarı sizce de fazla değil mi? Ferrari 488 GTB’de bunların tümü varken hem de… Şu bir gerçek ki, McLaren 675LT’nin kalın eşiğinden içeri süzülüp oturma pozisyonunu aldığınızda kendini bir FIA-GT aracının içinde gibi hissediyorsunuz. Hele bir de kanat şeklindeki kapıyı çekmek insana kendini özel hissettiriyor. Zemine yerleşimli koltuk ve derin göstergelerin önündeki direksiyon sayesinde tamamen ve tamamen araçla bütünleşiyorsunuz. Buradaki hiçbir otomobil, Ferrari bile, McLaren kadar sürücüsünü içine çekemiyor. Koltukların arasındaki vites seçeneklerinden D’yi seçiyor, el frenini indiriyor ve yola çıkıyorsunuz. Gerisi tarih zaten! 3 farklı süspansiyon ve 3 farklı sürüş modu orta konsoldaki manuel şalterlerden ayarlanıyor. Bunun üstündeyse multimedya sistemleri ekranı yer alıyor. O bölümle hiç de ilgilenmediğimi itiraf etmeliyim! Hafif avantajıyla McLaren adeta viraj- larda dans ediyor. Günün, Ferri ile beraber arkadan itişli iki aracından biri olarak viraj çıkışlarında arkasını bir anda savurabilecek torka sahip. Sürüş modlarını orta kademede tuttuğunuzda çok çabalamanıza gerek yok ancak ne zaman ki ayarları “Pist” moduna getiriyorsunuz, işte o zaman McLaren size, sizin ne denli yetenekli olabildiğinizi sınayabildiğiniz bir muamelede bulunuyor. Çığlıklar eşliğinde hızlanan motor ayağınızı gazdan çektiğinizde egzozdan çıkan makineli tüfek sesleriyle taçlanıyor. Frenleme anında aktif arka spoyler tam anlamıyla yukarı kalkarak geri görüşünüzü “0”a indirerek size arkadan çarpacak olanın kim olabileceğini görmenizi engelliyor. Bu da McLaren’e özgü bir güvenlik sistemi! Seramik diskli frenler harika işler başarıyor. Pistte McLaren’i biraz daha uçlarda kullanmaya çalışıyorum. Limitleri bulmaya çalışırken benden öncekilerin spin atmaktan nasıl son anda kurtulduklarını gözlemlemiştim. Ve sonunda o limiti ben de buluyorum ve bir viraj çıkışında çimlerin üzerinde kendimi buluyorum. Garip olan ise, McLaren bu zeminde bile kontrollü bir biçimde yol dönmemi sağlıyor. Gövdede ne bir esneme ne de tabanına bir darbe almadan. Pit alnına geri döndüğümde hava kanalına ve jantların içine dolmuş olan doğal yaşamı teknikerler temizliyorlar. 22.000 km’nin neredeyse tamamını pist ve gösteri amaçlı organizasyonlarda geride bırakmış olan 675LT bir sonraki test sürüşüne hazır! Bu otomobil adeta yok edilemiyor! 675LT, adeta McLaren P1’e parası yetişmeyenler için yaratılmış. P1’de edinilen deneyimler, Ferrari’yi alt edebilmek için 675LT’ye aktarılmış. LT kısaltması her ne kadar McLaren F1 Lo ng Tail yani “Uzun Kanat”a gönderme olsa da aslında “Light Track” anlamına geliyor. Konu, olması gerektiği gibi bir süper spor otomobil ise günün kazananı McLaren. Bu arada pist rekorunun da McLaren 675LT’de olduğunu söylemiş miydim! EKİM 2016 75