04
12
Sohpet...
Ekonomi
Hakan Tarım
[email protected]
TTK’ ya
Ne Kadar
Hazırız?
Türkiye’de faaliyet gösteren
bir çok sektöre göre, çok
büyük bir ekonomiye sahip
olan orman ürünleri sektörü, kendi içindeki dinamikleri ile
özellikle son 15 yılda Avrupa ve Uzakdoğu imalatçıları için
hedef ülke haline gelirken, cumhuriyet tarihi sürecinde yer
alan sanayi devriminin yüz akı olmayı başarmış, istihsal
yatırımlarıyla da ülkenin büyük dinamiklerinden olmayı hak
etmiştir.
Ancak bu gelişmeye rağmen içinde bulunduğumuz sektörün
temel sorunlarını irdeleyen, efektif ticaretin kurallarına
parmak basan bir neşriyat mevcut değildir. Genelde reklam
içerikli dergilerin yer aldığı pazarımızda, Orman İş Adamlarına
yönelik bir gazetenin çıkarılması, bu yöndeki açılımın anlam
kazanması adına atılmış büyük bir adımdır diyerek hayırlı
olmasını diliyorum.
İlk sayımızın arifesinde, ülkemiz ticari yapısını baştan aşağı
değiştirmesi beklenen yeni ticaret kanunumuz, 1 Temmuz
itibarıyla hayata geçecek. Kimilerine göre yarım yüzyıllık
ticari bilgi ve deneyimlerimizi bir çırpıda silecek yeni kanun,
bir çok kişi için de yapılması gereken onlarca değişikliğin
şart olduğunu işaret ediyor. Sırf bu sebeple, firma sahipleri
yayımlanacak genelgeleri görmeden adım atmak istemiyorlar.
59 yaşındaki 1953 model Ticaret Kanunumuz, elbette ki
bazı revizyonlara ciddi derecede ihtiyaç duyuyordu. Ancak
imalat, pazarlama, satış ve satış sonrasında gerekli olan temel
standartlara haiz olmayan firmalarımız, 1535 maddelik yeni
kanunun, ticari hayatlarını A’dan Z’ye değiştirmesine endişeyle
www.orsiad.com.tr
bakıyorlar. 10 yıl süren hazırlık çalışmaları neticesinde
hazırlanan ticari hayatın yeni anayasası, içinde özellikle teknik
altyapı ve şeffaflaşmaya yönelik keskin ibareler barındırıyor.
Hatırlayacağınız gibi, Şubat ayı içersinde Ticaret Bakanlığı’nın
panelleri ve bilgilendirme toplantılarında, bazı hassas noktalara, öncelikle TOBB ve TÜSİAD’ dan birtakım değişiklik
talepleri geldi. Bütün endişelere rağmen yeni TTK, bünyesinde
25’e yakın suçu düzenleyecek cezaları barındırıyor. Bu suçların
15’i zaten eski kanunda mevcuttu. AB ülkelerinde ticareti
düzenleyen kanunlarda bu sayının 150 civarında olması,
revizyona rağmen bizimde ne kadar yol almamız gerektiğini
işaret ediyor.
Eminim ki, bir çoğunuz firmanızın TTK ‘ya ne kadar hazır
olduğuyla ilgili, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın yeni düzenlemelerini firma bazında sınayan TOBB’un TTKMETRE’
sini firmanıza uyarladınız ve sonuçlarını aldınız. Ancak bu
sonuçlarda nihai genelgeler yayınlanmadıkça bir anlam içermiyor. Bu yazı yayına hazırlandığı sırada, Ticaret Bakanlığı daha
önce açıkladığı yeni kanuna dair 25 maddelik değişikliliğin
süresini uzattığını yada yumuşattığını açıkladı. Bu sayede
bağımsız dış denetimden tutun, şirketle ortaklar arasındaki
borç ilişkisini ve şeffaflaşmada son noktaya varan bilançoların
web sayfasında yayınlanmasına dair, tepki toplayan birçok
uygulama askıya alındı. Bu ilk sayıda buna dair detaylara
girmeyeceğim ancak ilerde bu konuda çok fazla sözümüz
olacaktır.
ÇEK, LAYIK OLDUĞU YERE Mİ DÖNDÜ ?
Tek partili sistemin nimetlerinden faydalanmak adına, düşük
faiz, büyük teşvik paketleri, yatırım iştahı ve ülkemize akan
yabancı yatırımcıların katkısına rağmen, finansal ödeme
araçlarımız arasında ‘aval’ kelimesi hala esrarını koruyor.
Yabancı firma sahipleri ve bankalara kendimize özgü çekli
ödeme sistemini ne kadar detaylı anlatsanız da, ne kadar
anlamış görünseler de an-la-ma-ya-cak-lar-dır! Bütün dünyada
faaliyet gösteren firma yetkililerine çekin ne olduğunu
sorsanız, sizlere üzerinde ileri vade içermeyen, günlük ödeme
1 / HAZİRAN
TEMMUZ 2012
aracı olarak cevap verirler. Ancak her işte olduğu gibi, biz de
yıllar içersinde çek yapraklarından kendimize bir kredibilite
dünyası kurup, aslında çok büyük bir riski, cesaretimizle
birleştirerek ticari hayatın değişilmez bir parçası haline soktuk.
Nihayet 3 Şubat’ta yayımlanan kanunla, çek yasasında ses getirecek değişiklikler yapılarak, çek, ilk baştaki fonksiyonuna geri
döndü resmen. Peki bunun pazarlara etkisi ne olacak? Sizlere
lahana yaprakları gibi doğranıp gelen çeklerin yerini hangi
sağlam enstrüman alacak? Daha önemlisi, ticari hayat nasıl
akışkanlığını devam ettirecek? Çünkü almış olduğunuz çekin
beher sayfa başına 1.000.- TL’lik banka garantisi dışında bütün
risk, çekini almış olduğunuz ticari firmanın tüzel kişiliğinin
ödeme gücüyle ilintili. Bir çok yaptırım elimine edilmiş durumda ve temel çıkış noktası da; finansal olarak işlenmiş bir
suçun cezası finansal olarak karşılanmalı. Yani firma bir çek
koçanını doğrayıp, piyasadan aldığı ürünleri satıp firmasını
boşaltırsa, çekin üzerindeki imzaya sahip kişiler için bu
durumda oluşabilecek cezai yaptırımlarda hapis cezası mevcut
değil. Bu durumda zaten üzerine vade kabul ederek, kredibilite
verdiğimiz müşteri gruplarını bu yaptırımdan uzak şekilde, bu
ürünle nasıl yöneteceğiz? Akşam yatağınıza yattığınızda, uyku
bölünmeleriniz artmayacak mı?..
Bu çok belirgin değişiklik sonucunda, öncelikle KOBİ’ler
tarafında işlerin üretilmesi için gerekli kaynaktan yoksun
kalınacağına ve sektörün çek üretmede zorluk yaşayacağına
inanıyorum. Bundan dolayı artık ticaretlerimizde alacağımız
evraklarda, girdiğimiz risklerde araya bankaları veya farklı
finansal kurum ve enstrümanları koymamız gerekliliği önem
kazanmıştır. Bu söylendiği kadar uygulaması kolay bir durum
değil ancak uygulayamayanlar için doğal bir seleksiyon
başlayıp, finansal altyapısı, likiditesi ve sermaye yeterliliği iyi
olmayan firmaların elenmesi söz konusu olacaktır.
Büyük imalatçılar, ithalatçılar ve aracılar bu konuyla ilgili içinde
çek, senet barındırmayan kart ve doğrudan borçlandırma
sistemleri üzerinde hazırlıklarını tam gaz devam ettiriyorlar .
İşin bu noktaya geleceğini önceden gören bazı bankalarda,
bu sistemler üzerindeki hedef pazarlarını genişleterek
özellikle KOBİ’ler için projeler geliştirmeye başladılar.
Bir dahaki yazımızda, bu sisteme dair seçenekleri , en iyi
uygulayıcıları sizlere arz edeceğim.
Bir gün, bütün ticari faaliyetlerimizi
sektörümüzün reel ihtiyaçlarına göre
düzenleyip kollayan bir meslek odamıza
sahip olacağımızı hayal ettiğimi
belirterek, yaz sezonunun firmanız
için bütün bu gelişmelere en iyi şekilde
adapte olarak geçmesini umut ederim.
Görüşmek üzere!
* Her türlü sorunuz ve
sayfalarımızda paylaşmamızı
dilediğiniz konular için irtibat
e-mailimiz : [email protected]
“Bursa
mobilyada emin
adımlarla
ilerliyor!”
Türkiye mobilya üretimi sıralamasında
hızla yükselen Bursa’da sektör, sürekli
gelişen ve değişen bir çizgide ilerliyor.
Var olan ve Bursa’yı Bursa yapan
sektörler, gerek artık olgunlaşmış
olmalarından, gerekse yadsınmış
olmalarından kısa süreli bir duraksama
dönemine girerken, mobilya sektörü
kentin geleceğini belirleyen sektörlerden birisi olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye genelinde sadece Orta
Anadolu Ağaç Mamülleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ile
İstanbul İhracatçı Birlikleri tarafından
ihracatı yapılan sektör, yeni pazarlar
ile de ihracatta hız kesmeden ilerliyor.
Kentin 2011 yılı Mayıs ayı ihracat
rakamları 16 milyon 74 bin 607 dolar
olurken, 2012 yılı Mayıs ayında 23
milyon 686 bin 763 dolar oldu.
Bursa Mobilya ve Dekorasyon
İşadamları Derneği (MODSİAD)
başkanı Mustafa Yedikardeş’in
açıklamalarına göre, 2011 yılı ilk 5
aylık döneminde 75 milyon 224 bin
579 dolar olan mobilya ihracatı, 2012
yılının ilk beş aylık döneminde 106
milyon 273 bin 740 dolara çıkmış durumda. Başkan Yedikardeş konuyla ilgili açıklamalarına şöyle devam ediyor;
“İhracatı sınıflara ayırmak gerektiğinde
de ağaç, orman ürünleri, demir, demir
dışı metaller ve plastik maddeler bu
sınıfları oluşturuyor. Genel anlamda
ihracat rakamlarına bakıldığında ağaç,
orman ürünleri en yüksek rakam ile
öne çıktı. Mayıs ayı 2012 yılı ihracat
rakamlarına bakıldığında ağaç, orman
ürünleri ihracatı 21 milyon 50 bin 296
dolar oldu. Demir, demir dışı metaller
ihracatı 2 milyon 303 bin 735dolar,
plastik maddeler ihracatı ise 332 bin
731 dolar olarak gerçekleşti”.