.
Bu sene girdiğim İTÜ Endüstri Mühendisliği Kulübü’nün en güzel
etkinliklerinden biri olan UçArı’da, diğer etkinliklerde hissetmediğim
birtakım duygular hissettim. Yarışmacılara ne yapmaları gerektiğini açıklarken herhangi
bir yanlışımda onların bundan ne kadar çok etkilenebileceklerinin farkında olmak veya
soru sorduklarında olabildiğince hızlı ve açık şekilde cevaplamaya çalışmak bende ilk defa
böylesine gerçek bir sorumluluk duygusu uyandırdı. Çünkü ilk defa kendim için değil, bir
başkasının sınavı için görevliydim. Çalıştığımız zamanların yanı sıra yaptığımız etkinliklerle
beraber bir çok insanla kaynaştım ve etkinlik süresince güzel dostluklar edindim. Bana
diğer organizasyonlarda hissetmediğim bu farklı duyguları hissettirdiği için UçArı’nın yeri
bende hep ayrı olacak.
Kutay Hazar Koçak
11. UçArı benim için hem çok eğlendiğim hem de yeni deneyimler kazandığım çok
güzel bir etkinlik oldu. İlk kez bir vaka analizi yarışmasına tanık oldum, vaka sunumlarını
gözlemleme fırsatı buldum ve çok farklı karakterdeki insanlarla tanışıp bir sürü anı
biriktirebildim. En önemlisi de empati duygumun geliştiğini hissettim. Yarışmadaki
katılımcılarla birlikte stres oldum, onlarla birlikte sevindim, onlarla birlikte üzüldüm. Etkinlikte
emeği geçen bütün arkadaşlarımın ellerine sağlık. En kötü etkinliğimizin böyle olması dileğiyle
nice UçArılara.
Bora Halulu
UçArı’yı ilk duyduğum zaman EMK’nın tanışma çayıydı. Tüm etkinlikler tek
tek anlatılıyordu: Sektör Günleri, DART, EMÖS ve UçArı. UçArı diğerlerinden çok
farklı gelmişti kulağıma. Hem vaka analizinin ne demek olduğunu bilmiyordum
hem de adı bende merak uyandırmıştı. Ödülleri de ayrı mükemmeldi ama onunla tanıştığım
zaman sıranın ona gelmesine daha çok vardı. Ya da ben yanılmıştım.
Birinci dönem anlayamadığım bir hızla geçmişken ara tatil de bitti ve UçArı yaklaştı. Yine
tatlı bir etkinlik telaşı başladı. Şirket aramaları, tanıtımlar, vakaların gönderilmesi... Artık
önceki etkinliklerimizden de az çok tecrübeliydik. Neler yapılması gerektiğini biliyorduk.
Ama burada bahsettiğim bilmek, sıradanlaşmıştı anlamında değil, aksine her şeyi daha iyi
yapmak anlamında. Geçirdiğimiz bu hazırlık sürecinden sonra finalistler geldi ve herkes “Bir
şey lazım mı?” diyerek yardıma koşturuyordu. Ben ise “Işığı nasıl ayarlasam?”, “Az toplu
oturun kardeşim!”, “Tam da öbür tarafa döneceği tuttu.” gibi laflarla çektiğim fotoğrafların
mükemmelini kovalıyordum. İnsanları hem doğal hem yapay bütün halleriyle yakalamaya
çalışırken senenin başından beri söylenen “Meşgul olan her zaman daha çok eğlenir.” lafını
tecrübe etmiş oldum. Katılımcılar yemek yerken bile ben suratlarını telefona maruz bırakırken
onlar da bana alıştı ve “Dur bir de şöyle çek.” demeye başladılar. Böylece gündüzüyle,
gecesiyle, ödülüyle, sunumuyla, konseriyle, fasılıyla UçArı bir yaş daha aldı ve büyüdü.
Zamanın bu kadar çabuk akıp gitmesi beni bir taraftan üzdü bir taraftan da EMK’da çok
sıcak bir ortamla tanışmamı sağladı. Birçok etkinliği beraber gerçekleştirdik ve son olarak hep
birlikte UçArı’yı da tattık. 11’incisi de uçuverdi böylece ellerimizden. Darısı artık
12’ncinin başına.
Damla Üstündağ
9