Sizi tanımayanlar için kendinizden
biraz bahseder misiniz, neler
yapıyorsunuz?
Merhabalar, biraz klasik bir başlangıç
olacak ama 1992 İstanbul doğumluyum.
Sainte Pulcherie Fransız Lisesi’nde eğitim
gördükten sonra, hem edebiyata olan tutkum
hem de Fransızca’ya olan ilgim birleşerek
beni Galatasaray Üniversitesi Fransız Dili ve
Edebiyatı bölümüne yönlendirdi. Sonrasında
ders konuları çok ilgimi çektiği için Bilgi
Üniversitesi Kültürel İncelemeler’de yüksek
lisans yaptım ve tez konumda ilgi alanım olan
sosyal medya & edebiyat ilişkisini çalışma
fırsatı yakaladım. Küçüklüğümden gelen
okuma tutkum edebiyatla birleşince kendimi
kitapların arasında buluverdim. Günü
fazlasıyla dolu dolu geçiren biri olduğum için
sürekli yeni deneyimler için kendime zaman
yaratmaya çalışıyorum, bence hayatımdaki
çoğu şeyin şekillenmesinde en fazla da
bu özelliğimin etkisi var. Beni sokak sokak
gezinirken görmeniz çok olası.
1kitap.1mekan ismi nereden geliyor,
bu yolculuğa nasıl başladınız?
Bir gün lisemin arka sokaklarında
kaybolmuşken Çukurcuma’da Cuma Cafe’yi
keşfettim. Her şeyiyle o kadar keyifli vakit
geçirdim ki bunu paylaşma isteği doğdu
içimde. Zaten mekânlarda tek başıma bir
şeyler okumaktan ya da sokaklarda tek
başıma kaybolarak gezinmekten son derece
mutlu oluyorken, “Neden bunu daha çok
kişiyle paylaşmayayım ki?” düşüncesiyle bu
konsepti yarattım. Hiçbir hedef koymadan,
sadece keyif aldığım şeyleri paylaştığımda
karşımdakilerde de aynı hissi uyandıracağımı
düşünerek yola çıktım.
Okuduğunuz ve önerdiğiniz kitapları
seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Aslında edebiyat zevki ve kitap seçkisi
bence zamanla oluşuyor. Lisede okutulan
kitaplar ile başladı bu yolculuk ve sonrasında
kendim kitapçılarda yazar ve kitaplarla zaman
geçirerek kendi zevkime uygun kitaplar
bulmaya başladım. Okudukça daha rahat
ayırt edebiliyorum hangi türü daha çok
sevdiğimi.
Şimdilerde sosyal medya çoğumuzun
kitap okumasına engel oluyor, sosyal
medya kitaplara tercih ediliyor.
Siz kitap okumak için zamanı
38