yüzden siyah denizi ve karanlık gökyüzünü
birbirinden ayıran bir sınır haline gelmişti.
Karşısında minik pırıltılar halinde, zifiri
karanlık gecenin boynuna asılan bir gerdanlık
gibi dizilmiş ışıklar bile birbirleriyle parlaklık
yarışındaydılar sanki. Oysa hayata dair hiçbir
hırsları, hiçbir amaçları yoktu. Onlar bile bu
hayatta bir dert edinmişlerdi akılları sıra. Biz
insanlar da böyleydik işte aslında minicik tek
başına hiçbir anlam ifade etmeyen varlıklarız
ama kendi koyduğumuz bazı kurallar içinde
diğerlerinden ayırt edilmek, onlara göre daha
üstün görünmek için yarışıyorduk adeta.
Kurallarını kendimiz belirlediğimiz bu oyunda
yenilmemek için çırpınıyoruz, her çırpınışta
daha da batıyor, oyunu daha da zorlu hale
getiriyorduk.
Şu an hayatına dair görebildiği sınırlı güzel
şeylerden birkaçı karşıdan doğan koca,
kızıl dolunay ve zifiri karanlığın mücevheri,
körfezin ışıklarıydı.” Belki.” diyordu yine de
içindeki son umut kırıntısına sımsıkı sarılarak.
“Belki çıktığım bu dik yamacın zirvesine
ulaşırım bir gün ve esen rüzgarla savurur
dertlerimi unuturum hepsini.” diyordu. Tüm
bu varsayımlar, içinde akan nehrin akıntısına
kapılmasından korktuğu bu yüzden de
sımsıkı sarılmaktan hiç çekinmediği küçük
Gamze Gediz
umutlardı. Artık idrak edebiliyordu ki bu
hayat yalandan yoksun olamıyordu ve daha
da değerli hale geliyordu böylece onun
masum tesellileri. Hayatına dair düşündüğü
bu derin düşüncelerden kurtulmak, hayatın
sesinden emin adımlarla uzaklaşmak için
derin bir nefes aldı. Sanki denizin tüm iyot
kokusunu tek seferde ciğerlerine doldurmak
istermişçesine.
Hiçbir cevap bulamasa da kafasındaki
onca soruya, tırmanamasa da içindeki
yokuşlara ve ulaşamasa da o gözünü diktiği
zirveye, buraya gelmek, inadına nefes
almak ve inadına sevmek bu hayatı, bir
nebze rahatlatmıştı onu. Az önce tasarladığı
düşünceler ve sahiplendiği umutlar hayalleri
uğruna çıktığı bu yolda yalnızca birer
adım oldu. Zaten hayat sadece sonuçlara
odaklanmak değildir, hatta çoğu zaman
arzuladıklarımız için verdiğimiz uğraş daha
değerli ve daha anlamlı kılınır içimizde.
İsteklerimiz uğruna kurduğumuz her hayal
ve döktüğümüz her damla ter bu yolun birer
parçası haline gelirken sonuç, yürüdüğümüz
yolun sadece bitiş noktasıdır. Bu yüzden o
finaller çoğu zaman bizim için çok şey ifade
etmek yerine yalnızca bir şey ifade ederler.
55