Optimum Apr. 2018 | Page 59

Colosseumseum
bizim için unutulmaz bir hatıra haline getirdi. İkinci durağımız, çoğu insanın hayallerini süsleyen ve birbirine köprülerle bağlanan 118 küçük adanın üzerine kurulu Venedik oldu. Venedik’ te gondola binmek ve dar sokakları arasında kaybolup şarap yudumlamak size unutulmaz bir gezi tecrübesi yaşatacaktır. Beklentimiz arasında yer almayan Venedik’ in tarihi dokusu ve eserleri bir şehrin nasıl olağanüstü olabileceğini bize göstermiş oldu. Yakınlarında bulunan rengârenk evleriyle ilgileri toplamayı başarmış olan Murano adası, kesinlikle gidilmesi gereken yerlerden birisi. Eğer bir gün yolunuz Venedik’ e düşerse, sonu kanala çıkan dar sokakların arasında bir şampanya patlatıp birkaç saat şehrin huzur dolu sesini dinlemeyi unutmayın. Buradan ayrılırken, bir yandan üzüntü duyarken bir yandan da eşsiz eserleriyle tarihin kapılarını bize açan Roma’ ya gidiyor olmanın ayrı bir heyecanını yaşıyorduk. Bu şehirden beklentimiz çok yüksekti ve Roma bize beklediğimizden çok daha fazlasını verdi. Milano ve Venedik’ te de olduğu gibi, burada da kahvaltı menümüzde kahve ve kruvasan vardı. Hiç zaman kaybetmeden kalacağımız hostele gidip eşyalarımızı bıraktıktan sonra tarihi yerleri gezmeye başladık çünkü Roma, eserleri bakımından çok zengin bir şehirdi ve bizim kısıtlı bir zamanımız vardı. Dünyaya yön veren ve insanoğlunun düşünce sistemini değiştiren Rönesans akımının
merkezi İtalya’ nın başkenti olan Roma; Kolezyum, Roma Forumu, Pantheon ve Aziz Petrus Bazilikası gibi dünyaca ünlü eserlere sahip. Diğer şehirlere oranla biraz daha pahalı olan Roma, nüfusu ve turist yoğunluğuyla canlı bir hayat sunmayı da ihmal etmiyor. Bizim için gündüz, tarihi yerleri gezmekle; akşam ise hostelde tanıştığımız insanlarla sohbet etmekle geçiyordu. Bizim hostelde kalma amacımız da yeni insanlarla tanışıp dış dünyada ne gibi hayat hikâyeleri olduğunu dinlemek ve farklı kültürler tanımaktı. Bu süreçte çok kişiyle tanışma fırsatı bulduk ve aslında dünyanın ne kadar büyük olduğunu, sadece bizim etrafımızda dönmediğini burada keşfettik. İnsanların birbirine son derece saygılı olması, doğaya değer vermesi, kirlilik konusunda son derece hassas olmaları kendilerini bize sevdirmeye yetmişti. Eğer Roma’ ya giderseniz Trevi Çeşmesi’ ne gitmeyi unutmayın; kim bilir belki aradığınız şansı orada bulursunuz. 10 günlük İtalya gezimiz genel hatlarıyla böyle geçti. Floransa ve eğik Pisa Kulesi’ ni bulunduran Pisa şehirlerine gidemedik ama bu tekrar İtalya’ ya gitmemiz için güzel bir sebep. Eğer siz de biraz tatil yapıp kafa dinlemek, birbirinden güzel yemekler yemek, tarihin havasını solumak ve yıllar sonra bile tebessümle anımsayacağınız bir hatıra isterseniz; İtalya sizi bekliyor. Tek yapmanız gereken yola koyulmak, gerisi çok daha kolay.
Duomo di Milano
Gezi
Erdem Karaman; erdmkrmn64 @ gmail. com 57