Optimum Apr. 2018 | Page 39

(2) çoktan var olmuştur.Onun yaptığı şey kendisini boşluğa atmak, boş tuvalin önüne atmak.Yaptığı şey aslında kendini merak etmek, kendi gücünü sınamak.Bu yönüyle kendisini Picasso’ya benzetiyorum.Picasso Guernica adlı eseri için açıklama yapması istendiğinde şunları söylemiştir: “… bu bir boğadır, buda bir at… Eğer tablolarımdaki belirli şeylere anlamlar yüklerseniz bunlar doğru olabilir; ama bu anlamları vermek benim fikrim değil. Sizin ulaştığınız fikirlere ve sonuçlara bende ulaştım, fakat içgüdüsel ve bilinçsiz olarak…” Güleryüz bütün akımların, dönemlerin ve sanatçıların kendisinin hocası olduğunu savunur.Bütün bunlar sizden önce gidilmiş yollardır.Nereye doğru gideceğine karar verip kendi yolunu çizmiştir.Bu kararı verene kadar ise bütün yollardan gitmiş bir sanatçıdır.Bu sayede hem geçtiği yolları tanıyıp, öğrenip hem de kendini tanıma fırsatı bulmuştur. Çoğu sanatçının bir an evvel kendi tarzını oluşturma eğilimleri vardır.Fakat sanatçıların sanatta yer edinebilmek için bu tür gezinmeyi yapmaları gerekiyor.Güleryüz’ün hayatta böyle bir derdi olmadı.O gezdiği yolların tadını çıkara çıkara ilerlerdi.Bu büyük bir cesaret işidir.Dolayısıyla kendisinden önceki tüm dönemleri, kişilikleri bir ustası olarak kabul etmektedir.En kötülerinden bile neyi 37 ediyor:”Çarpıldım.”İnanılmaz hüzünlü, yıpranmış hatta rengi gri-sarı gibi, kat kat giysiler içinde, üstünde gri kıyafetler var ayağında lastik pabuç…Biletçiyi bu şekilde betimliyor.O an bomboş otobüste oturmak yerine ayakta durup onu seyretmiş. Kafasında resimler yapmış. Bu hemen faydalanma meselesi değil ama.Hakikaten çok hüzünlenmiş.Bu olay akademi yıllarında başına geldi.Akademiden mezuniyeti kısaca anlatayım.Sanatçılara kasap, berber, hasat, spor gibi bir konu verilir.Sanatçılar onun eskizini hazırlayıp jüriye sunar ve eğer kabul edilirse resmi yapmaya başlarlar.Mehmet Güleryüz’ün şansı yaver gitmiş ve ondan “hayattan bir sahne” konulu resim istenmiş. Hemen bu biletçiyi çizmeye başlamış.İlk gün biletçi çoktan meydana çıkmış.Biletçi dışında kalan mekanı doldurmak için kendi hayatında yaşadıklarını tuvale yansıtmak istemiş.Resimdeki yaşlı kadın ve çocuk onun hatıralarından.Annesi ve babası ayrı olduğu için onu, bir annesine bir babasına götürürlermiş.Kendisi bu durum için “çocukluk hatıramın dramı” ifadesini kullanıyor.Resmin hikayesinin yanı sıra kullandığı teknik bakımından da önceki resimlerinden farklıdır.Daha önce günlük meseleleri ele almamıştır.Bu resmi daha anlatımcı ve figüratif daha belirgindir. (1) Diğer bir resmini göstermek istiyorum. Güleryüz, bizim bazen bir gösteri havasında, bazen de travmatik bir yalnızlıkla dışa vurduğumuz anların kaydını tutar.Kendilerini fark etmemiz için çırpınan ya da tam tersi suskunluğa gömülen bireylerin dünyasına el atar, insanı keşfetmenin en kolay yolunun insanlık hallerinin aşırı uçlarında dolanmak olduğuna inanır.Bu düşünceyi Motard 3 eserinde çok rahat görebiliyoruz, hissedebiliyoruz. Dışavurumcu, figüratif bir resim. (2) Peki Güleryüz resimlerini nasıl oluşturuyor? Bu konuda kendisini “hesapsız bir adamım” diye tanımlıyor.Yaptığı resimleri daha önceden kendisi bile bilmiyor.Yaparken anlıyor.Ama zaten bu resim bilinçaltında