Ocak 2019 ocak2019 | Page 84

Aşkın “P” Hali Fuzuli Gülay Süda Yaşamının temeli yüreğinde duyduğu derin ve karşılıksız sevgidir. Platonik aşkı anlayabilmiş en nadir şairlerdendir. Bundandır ki Leyla ile Mecnun mesnevisini kendisinden daha güzel daha dokunaklı yazan çıkmamıştır. Nitekim mesnevide Mecnun’u babası düçar olduğu aşk belasından kurtulması için onu Kabe’ye götürür. Mecnun Kabe’nin örtüsüne sarılarak şu duayı etmiştir: ‘‘Ya Rab bela-yı aşk ile kıl aşina beni Bir dem bela-yı aşktan etme cüda beni’’ Derdiyle hoştur razıdır aşkın elemlerinden, onu hayata bağlayan sevdiğine kavuşma umududur. Kavuşmanın kendisiyle ilgilenmez çünkü her kavuşma beraberinde ayrılığı getirir. Kavuşmadan sonra yaşayacağı ayrılık kat be kat fazla olacağı için muradı kavuşmak değil, kavuşma hayaliyle bir ömür yanmaktır. Izdırap çekmek, hüzün ve melankoli şairliğini besleyen yegâne unsurdur. Nitekim bunu da o meşhur dizesinde: ‘‘Bende Mecnun’dan füzûn aşıklık istidadı var Aşık-ı sadık menem, Mecnun’un ancak adı var’’ Izdırabını bu derece derin yaşamasının sebeplerinden biri de Bağdat’ta doğup yaşamış olmasıdır. İstanbul’a uzak yaşamıştır. Bu sebeple de şiirleri hak ettiği değeri bulamamıştır. Yine de şiirlerindeki derin lirizm, zengin mana iklimi şairin yaşarken dikkat çekmesine engel olmamıştır.