Galip Dede Hazretleri
Yasemin Dutoğlu
‘’Tedbirini terkeyle takdir Hüda’nındır
Sen yoksun o benlikler hep vehm ü gümanındır
Birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır
Devran olalı devran erbab-ı safanındır‘
Aşıkta keder neyler gam halk-ı cihanındır
Koyma kadehi elden söz pir-i Muganındır’’
Döneminde, şiirde mana derinliği, açık ve düz bir söyleyiş yerine
mecazlar ve yüksek hayallerle süslü diye özetleyebileceğimiz hint
uslubü (sebt- i hindi) diye isimlendirilen edebi akımın önemli
temsilcilerinden sayılmıştır. Başyapıtı olan Hüsn ü aşk adlı mesnevisini
26 yaşındayken Nabi’nin Hayr-abad’ına karşı bir iddia olarak 6 ay gibi
kısa bir sürede tamamlamıştır. İlk bakışta bir aşk hikayesi gibi gözüken
bu mesnevi, aslında nefis tezkiyesini tasavvufi sembollerle anlatan
yüksek bir eserdir.
‘’Giydikleri aftab-ı temmuz
İçtikleri şule’i cihan-suz’’
‘’Bin başlı ejder-i münakkaş
Mumdan gemi altı bahr-i ateş’’ gibi mısralarda görüldüğü üzere daha
evvel hiç duyulmamış semboller kullanmış olması nedeniyle, bazı
eleştirmenlerce divan şiirinin son büyük temsilcisi olmasının yanı sıra,
modern Türk şiirinin ve kendisinden en az 50 yıl sonra çıkacak olan
sembolizm akımının da öncüsü sayılmıştır.
Henüz 42 yaşında ve şöhretinin doruğunda iken miladi 4 ocak 1799
tarihine denk düşen 27 recep 1213 de, miraç kandili günü vefat
ederek asıl sultanı olan Rabbine kavuşmuştur.