Ocak 2019 ocak2019 | страница 62

Galip Dede Hazretleri Yasemin Dutoğlu Divan şiirimizin son büyük temsilcisi sayılan Şeyh Galip, 1757 yılında İstanbul’da dedesinden itibaren Mevlevi kültürü ile yoğrulmuş bir ailede dünyaya geldi. Doğumuna Cezbetullah ve Esrar-ı Aşk diye tarih düşürülmüş olması şüphesiz tesadüf değildir. Hz. Pir Mevlâna’nın fitilini ateşlediği Mevlevilik asırlar boyunca Osmanlı coğrafyasında bir irfan menbaı olmasının yanı sıra, özellikle kültür ve sanat alanında, medeniyetimizde derin izler bırakan bir mektep vazifesi de görmüştür. Şeyh Galip hz. işte bu menbadan beslenen büyük sanatkarlarımızdan biridir. İlk eğitimini babasından aldıktan sonra zamanın önemli hocalarından Arapça, Farsça ve şiir tahsil etmiş, Mevlevi adap ve erkanını öğrenmiştir. Oldukça erken yaşlarda şiire başlayan şairimiz bir süre hocası Süleyman Neşet’in önerdiği Es’ad mahlasını kullandıysa da daha sonra bu mahlası başkalarının da kullanması sebebiyle Galip olarak değiştirmiştir. Henüz 24 yaşında iken divanını oluşturan Galip Dede’nin, tabir-i caizse başucu kitabı olarak defalarca hatmettiği Mesnevi şerif ve Hz. Pir başta olmak üzere Mevlevilik tüm yaşamına ve sanatına damgasını vurmuştur. ‘’Efendimsin cihanda itibarım varsa sendendir Miyan-ı aşıkanda iştiharım varsa sendendir Benim feyz-i hayatım hasılı ruh-ı Revanımsın Eğer sermaye-i ömrümde karım varsa sendendir.’’ mısraları ile başlayan meşhur gazelinde veya o güzelim terci–i bendinde bu etki sarih bir şekilde hissedilir.