Sormalısın
Berat Uluad
Sen açıp kanatlarını uçarken semada
Âleme candan bezmiş beni sormalısın
Ben, kırarken diktiğin aşk putlarını
Kırdığın gönül sahibini, İbrahim’e sormalısın
Kabe-i gönül bu bahçe-i zevkin midir?
Koyarken içine şişe-i mey, bana sormalısın
Çah-ı Yusuf’a atarken bu yüreğimi
Geçer mi çevreden kervan, yola sormalısın
Zülfüne tutunup yükselirken göklere
Çıkılır mı miraca Buraksız, O’na sormalısın
Ben yanarım yanmaya da yetmez kalbine
Nasıl yanılır ben bilmem, Tur’a sormalısın
Leyla ve Mecnun’un adı vardır sadece
Yar, aşkımı bir bilene, görene sormalısın
Seni sevmek farz mıdır, vacip midir yoksa
Bilmek için bunu, dört kitaba sormalısın
Uçuştu mazinin soğuk yüzünde anılarım
Bulmak için geçmişimi yıllara sormalısın
Ey yar, cevabını bilmiyorsan, bulmak için
Beni sorularda kaybolan cevaplara sormalısın