1904 yılında İspanya ’ da doğan Salvador Dali , psikolojik olarak manik depresif ya da narsistik tutumları ve olağanüstü sürrealist eserleriyle tüm dünyanın en ilgi çekici sanatçılarından biridir . Özellikle küçüklük yıllarında ailesinin ona ölen ağabeyiymiş gibi davranması psikolojik olarak oldukça sorun yaşamasına sebep olmuştur . Annesinin ona hayranlığı ve babasının onu görmezden gelişlerini soyut bir şekilde resmeden Dali muhteşem eserlerin yanı sıra resim alanında sıra dışı tekniklerin de mimarıdır . Renkli ve narsistik karakteri tabii ki sadece resim yapmakla sınırlı kalmamış , film dünyasında da eserler sunmasını sağlamıştır . Özellikle ressam Picasso ve psikiyatr Freud ile tanışması sanatında dönüm noktaları yaşamasını sağlamıştır . Ve tabii ki karısı Gala ile olan aşkı da hayatını ve sanatını oldukça etkilemiştir .
Özellikle Sigmund Freud ’ un bilinçaltı çalışmalarından oldukça etkilenmiş ve tüm resimlerinde bilinçaltını ortaya çıkaracak enteresan bir yöntem yaratmıştır . Bilinçaltını yakalamak için tuvalinin karşısında eline sapı demir olan bir fırça alır , sonra
Hipnagojik hale ( Bilinçaltının serbest hale geldiği ve reflekslerin zayıfladığı an ) yani derin uykuya daldığı an elindeki ağırlığın düşmeye başladığı anda uyanır ve hemen resmini çizmeye başlar . Bu sayede birçok bilinçaltı resmi ortaya çıkar . Bu yönteme Paranoyak-Kritik ismini vermiştir Dali . Bugün Dali ’ nin tüm eserlerini Portlligat ’ daki Salvador Dalí Müze Evinde ya da Figueres ’ deki
Dalí Tiyatro ve Müzesinde bulabilirsiniz . Bu iki müzenin de dizaynını Dali ’ nin kendisinin dizayn ettiğini de hesaba katarsak kendine hayran Dali için tüm dünya ‘‘ Deli mi yoksa dahi mi ?’’ betimlemesi yapmaktadır .