“Ani gelişen kazalar ya da mevcut olmadığın bedeninde bulunmadığın anlarda incinirsin” diyorsunuz kitapta. Yogaya sanırım yeni başlayanların endişelerini ya da belli pozları yapmak konusunda önyargılı olanları rahatlatmak için verilmiş bir yanıt gibi bu cümle. Evet hissetmeden her ne yapıyor olursak olalım ondan bir verim alamayacağımızı aksine kazalara açık olabileceğimizi işaret ediyor. Farkındalık tam da buraya uygun bir kelime gibi geldi bana. Bunu biraz daha açabilir misiniz?
yoga'nın çok basit ve anlaşılır bir metodu var. şu an ne yapıyorsan, etrafında ne oluyorsa onunla ol. onunla ilgilen, ona bak, onu duyumsa. ondan fazlasına ihtiyacın yok, o tam ihtiyacın kadardır alabildiğinde.. eğer orada olmazsan, hiçbir ihtiyacın karşılanamayacak, asla. hatta incineceksin çünkü her şey şu an burada ama sen yoksun?
Yoga’nın kişinin kendindekini hiç eksiltmeden saklamadan bir ayna gibi ortaya koyduğundan bahsediyorsunuz. Yoga’yı bu anlamda saf bir ayna olarak değerlendiriyorsunuz ve soruyorsunuz. Ayna seni incitebilir mi? Gerçekten kişi en çok kendine zarar veriyor değil mi?
iyileşmek, gür ve bereketli biçimde büyümek doğan her varlığın doğuştan gelen hakkı ve doğal işlevidir. eğer yaşam biçiminiz ya da yogayı uygulayışınız bu doğal haklarla ve doğal işlevlerle çatışırsa, incinirsiniz. o yüzden doğal olan nedir, nasıldır, bunu anlamakta, keşfetmekte fayda var.
“Hissediyor olmak bedeni iyileştirir. Hissediyorsan yaşam iyileştiricidir” diyorsunuz. Günümüzde ne yazık ki iş dünyası, stres vs gibi bir çok faktör hissederek yaşamayı engelliyor. Çok az şanslı insan gününün farkında olarak yaşamını sürdürebiliyor. Yaşam temposunu sakinleştirmek, kendine biraz vakit ayırmak ve hissederek dolu dolu yaşamak konusunda neler önerirsiniz?
insanin icinde bir seyler büyümek, olgunlasmak ve meyve vermek icin mahrem, dokunulmaz alanlar arar. Mahremiyet bu yuzden de cok gerekli. Kendine has zamanlarin ve kendine has alanlarin oldugunda ekilen tohumlar gur ve bereketli büyür. Aksi halde gönül ve akıl toprağın hep çorak kalır, ürün vermez. kendi sessizligin ve kendi gürültün, kendi durgunlugun ve kendi çılgınlığın için zaman ve alan yaratmak sende büyümek isteyen her hissi, her sesi, her duyguyu ve fikri besleyecek ve olgunlaştıracaktır.
Kitapta en hoşuma giden bölüm şu oldu: “Tüm duygular geçer eğer yaşanırsa. Bu bir arınma. Bedendeki enerji kanallarını temizler bu açığa çıkışlar. Enerji tüm bedeninden akmaya başladığında geçtiği yerleri canlandırır. Önemli olan bedeninle tüm duyguları yaşaman.” Derslerinizde de sık sık vurguladığınız bir şey bu aslında. Yoga yoluyla bedenini tanı mesajı bir anlamda değil mi?
tüm yaşamı ve onun varoluş karakterini, kendini nasıl ifade ettiğini tanımış oluyorsun. bize eğitim sürecimizde işte evde yatakta sokakta başarılı olmakla ilgili bir sürü misyon yüklenir. hal bu ki doğuştan itibaren tek gerçek misyonumuz, coşkuyla var olmak ve tüm yaşamı layıkıyla tanımak.
‘Daha iyi yürüyebilmenin yolu şu an nasıl hissettiğini bilmekten geçiyor’ derken yine aynı şeye vurgu yapıyorsunuz. Hissederek yaşa! Çevrenizde sürekli kafası başka yerlerde, bir yerlere yetişme telaşı olan insanları gördüğünüzde ne hissediyorsunuz?
onları gördüğümde yürüyorsam yürüdüğümü hissediyorum, yemek yiyorsam yemek yediğimi ya da düşünüyorsam düşünürken bedenimi, nefesimi hissediyorum. hep değişiyor bu hisler.
Bu ilk kitap peki başka projeler olacak mı zaman içerisinde?
elbette. yogayla ve tabiatta daha yalın yaşamakla ilgili projeler üzerinde çalışıyoruz. Zaten eğitimler ve kurslar vermeye tam gaz devam ediyorum. facebook sayfamdan yahut blogumdan takip edebilirsiniz..
Bu kitap kimlere ulaşsın istersiniz?
bu kitap bu sözcüklere ihtiyaç duyan herkese ulaşacaktır, şüphesiz.
Çağ Gürle ile Hal'den konuştuk
Kaç yıldır hayatınızda yoga var?
15 yıldır
Yoga öncesi Çağ ile yoga sonrası yani öğretmen olarak Çağ arasında ne gibi farklılıklar var?
pek bi farklılık yok. çağ'a bakışımda farklılık oldu. eskiden çok ciddiye alıyordum, şimdi keyfini çıkarıyorum çağ'ın varlığının.
Uzun yılların birikimi olarak hem sizin yogaya bakışınız, hem öğrencilerinizden gelen sorulara da bir yanıt niteliğinde bu kitap. Yazma sürecini anlatır mısınız? Ne kadarlık bir zaman diliminin duyguları var bu kitapta?
yaklaşık 8 ayda ortaya çıktı. aslında haftada ya da ayda bir yazdığım blog yazılarımdan oluşuyor. fakat 8-9 tane yeni yazı daha var blogda olmayan.
ayın kitabı
"her şey şu an burada ama sen yoksun?"
hazırlayan: ekin türkantos
Yoga eğitmeni Çağ Gürle, çoğunluğu blogunda yayınladığı yazılardan derlediği ilk kitabını yayınladı. “Hal”, bir iç konuşma kitabı gibi. Farklı duyguların hissettirdikleri, yoga ile insanların kafalarındaki imajlar, kişisel konuşmalar ve yanıtlar kitabı bir anlamda da…
İnsanı hal’den hale sokan duyguları değil mi? “Önemli olan hissetmek” diyor zaten Çağ. “Her ne yaşıyorsan kabul et ve hisset, yargılamadan…”
*Çağ Rical Gürle