Natura September - October 2013 | Page 20

Sanat/Art: Ai Weiwei Ai Weiwei: Mermerle baskaldırı Sanat dünyasında çığır açan işleri kadar politik duruşuyla da ilgi toplayan Çin’in en ünlü çağdaş sanatçısı Ai Weiwei’nin mermer heykelleri Çin’deki kültürel ve politik değişimi simgeliyor. 2 011’de Time dergisi Ai Weiwei’yi ‘Yılın Adamı’ adayları arasında gösterdi, ArtReview dergisi ‘dünyanın en etkili sanatçısı’ olarak tanımladı. Çin’deki otoriter rejimin en cesur muhaliflerinden biri olan Ai Weiwei’nin aynı yıl havaalanında tutuklanarak, kendisinden uzun süre haber alınamaması dünya sanat çevrelerinin büyük tepkisine sebep olmuştu. Serbest bırakıldıktan sonra bir yıl Çin’i terk etmesine izin verilmeyen sanatçı hala resmi izin olmadan ülkeyi terk edemiyor. Ai’nin sanatından bağımsız düşünülemeyecek kişiliği, modern kültürde sanatçıların üstlendikleri çelişkili rollerin belirgin bir örneğini teşkil ediyor. Kimileri tarafından ‘vizyoner bir şovmen’ olarak da nitelenen Ai’nin ‘Sunflower Seeds’ (Ayçekirdekleri) adlı, 2010’da Londra Tate Modern’da sergilendiğinde büyük ses getiren çalışması, 1600 Çinli zanaatkar tarafından her biri elle boyanan 100 milyon porselen ayçekirdeğinden oluşuyordu. Ai modern çağdan önce Çin kültürünün ‘felsefe, estetik, ahlak anlayışı ve zanaatle tam bir bütünlük halinde’ olduğunu söylüyor. Ai’ye göre eski Çin’de sanat çok etkili olabiliyordu. ‘’Sadece süs ya da bir fikirden ibaret değil, sanatın yürütebileceği tam bir üstün model oluşturacak şekilde...’’ Oysa Ai Weiwei’nin içine doğduğu Çin’de totaliter bir kültür hakimdi. Sanatçının babası, ünlü şair Ai Qing 1950’lerin sonunda rejime ters düşünce ailesiyle birlikte çalışma kampına gönderilerek, 5 yılını tuvalet temizlemekle geçirmişti. Ai çocukluğunun Çin’ini konsolosluk otomobillerinin dışında sokaklarda neredeyse hiç arabanın olmadığı, çok yavaş, sessiz ve gri bir yer olarak hatırlıyor. ‘’İnsanların yüzünde fazla ifade yoktu.’’ diyor, ‘’Kültür Devrimi’nden sonra yüz kasları hala kahkaha atacak ya da duyguları ortaya koyacak güce sahip değildi. Biraz renkle karşılaşsanız -mesela yağmur altında sarı bir şemsiye- şok geçirirdiniz.’’ 20 NATURA • EYLÜL - EKİM 2013 / SEPTEMBER - OCTOBER 2013 Resistance in marble The marble works of Ai Weiwei, the most renowned contemporary artist of China, represent the cultural and political changes in his country. A i Weiwei, nominated as “Man of the Year” by Time magazine, described as the ‘world’s most powerful artist” by ArtReview in 2011 is also a fierce opponent of China’s authoritarian regime. In the same year as these accolades, he was detained by authorities at Beijing Airport, his arrest sparking world-wide combination. He was not allowed to leave China for a year after his release and still needs official permission to travel abroad. Ai’s persona, inseparable from his art, draws power from the contradictory roles that artists perform in modern culture. Sometimes, described as a a visionary showman, he arouses comment and creates spectacles. His signature work, Sunflower Seeds, which was a sensation at the Tate Modern 2010, consists of 100 million pieces of sunflower seeds made from porcelain, each painted by one of 1,600 Chinese craftsmen. Acording to Ai, before the modern era China’s culture had a “total condition, with philosophy, aesthetics, moral understanding and craftsmanship.” In ancient China, art could become very powerful. “It’s not just a decoration or one idea, but rather a total high model which art can carry out.” Yet, the China he was born into was a totalitarian society. Ai’s father, the famous poet Ai Qing, ran afoul of the regime in the late ’50s and he and his family were sent to a labor camp. He spent five years cleaning toilets. “There were almost no cars on the street,” he says. “No private cars, only embassy cars. You could walk in the middle of the street. It was very slow, very quiet and very gray. There were not so many expressions on human faces. After the Cultural Revolution, muscles were still not built up to laugh or show emotion. When you saw a little bit of color—like a yellow umbrella in the rain—it was quite shocking. The society was all gray, and a little bit blue.” In 1981, when it became possible for Chinese citizens to travel abroad, Ai went to New York. “It looked like a bowl of diamonds,” he says. It was not the city’s material wealth that attracted him, but the freedom of action