Natura November - December 2010 | Page 29

TAŞ VE HEYKEL tıyor. “Ama bunu ancak uzun yıllar sonra fark ettim. Biri telefonla arayıp ‘Merhaba ben Dali.’ dedi. Ben de onu benimle dalga geçen bir arkadaşım sanıp ‘Evet ben de başpsikoposum.’ dedim ve telefonu kapattım. Yıllar sonra New York’ta bir sergi düzenledim ve Dali her gün geldi. ‘Neden her gün geliyorsunuz?’ diye sordum. ‘Çünkü işlerini çok ilginç buluyorum’ dedi. ‘Tek sorun pek kibar olmaman.’ ‘Neden kibar değilmişim?’ dediğimde, ‘Çünkü sergindeki her şeyi Arturo Lopez’le (Dali’nin Paris’te yaşayan ve çok zengin hamisi) satın alan benim.’ diye cevap verdi.” Alana yaklaşımında sürrealizm rol oynasa da, yerle bağlantısında Catalunya’nın toprağında bulduğu güç çok önem taşıyor. Corbero’nun işleri dünyanın her yerinde sergileniyor olsa da, en önemli eserleri Katalunya, özellikle de doğduğu yer olan Barselona’da bulunuyor. Bu nedenle 1992 Barselona Olimpiyatları öncesinde, şehrin önemli meydan ve caddelerine konacak eserlerin seçilmesinde Barselona Belediyesi’ne danışman olarak seçildi. Olimpiyat madalyalarının tasarımını da o gerçekleştirdi. Şehrin her yanında, pek çok meydan ve kurumsal binada onun heykellerine rastlamak mümkün. Kamusal heykelleri için yüksek soyut idealleri olsa da, sanatının amacını gözden kaçırmıyor. “Eğlence için heykel yapıyorum. Bazı heykellerim bir okulun önünde, ama kimisi bir parlamentonun önünde, bir başkası Chicago’da bir lobide… Eğer bu lobi bir avukatlık firmasına aitse bu bir hastane lobisinden farklıdır. Bunlara saygı göstermeye çalışırım.” Günlük hayata dahil heykeller yapıyor olsa da, heykelleriyle daha yüksek manevi alemlere işaret etmeyi amaçladığını da ifade ediyor. “Bazı heykellerimin herkes tarafından beğeniliyor olması, beni mutlu eden bir şey… Herkes derken sanat dünyasından olmayan, entelektüel ya da sanat eleştirmeni olmayan insanlardan bahsediyorum. Bob Hughes (ünlü sanat eleştirmeni) bana katılmıyor olsa da, bence bir heykel teolojik, ayinsel bir yapıttır. Dini duygulara hitap eder, ama çok açık &