BAŞLARKEN / EDITOR’S NOTE
Natura Yayın Kurulu Başkanı
Chairman of Editorial Committee
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği
adına Yönetim Kurulu Başkanı
Ali Kahyaoğlu
Istanbul Mineral Exporters’ Association,
Chairman of the Board Ali Kahyaoğlu
Yayın Kurulu
Editorial Committee
Ali Kahyaoğlu, Coşkun Kırlıoğlu, Fatih
Özer, Nergis Büyükkınacı, Okan Ak
Genel Koordinatör
General Director
Coşkun Kırlıoğlu
Yayın Direktörü
Editorial Director
Gökhan Karakuş
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Editor in Chief
Özlem Alkan K.
[email protected]
Art Direktör / Art Director
Özgür Çakır
Konular Editörü / Features Editor
Zehra Betül Atasoy
Fotoğraf Editorü / Photo Editor
Gözde Kavalcı
Yönetim / Management
Emedya İletişim Sanayi ve Ticaret Ltd.
Kireçhane Gediği Sokak 8 Arnavutköy
İstanbul 34345 /TURKEY
Tel: (212) 359 82 88
[email protected]
Renk Ayrımı / Color Separation
Studio Tel : (0212) 283 90 12
Baskı, Cilt / Printing
FRS Matbaacılık Sanayi ve Ticaret
Limited Şirketi
Mas-Sit Matbaacılar Sitesi
5. Cadde 34
Bağcılar, İstanbul 34204
Tel: (212) 629 00 00
Faks: (212) 629 17 11
[email protected]
Yayın Türü / Publication Type
Yerel - Süreli / Local - Periodical
Haziran 2014 - June 2014
GÖKHAN KARAKUŞ
Taşın varlığı dünyanın değişmeyen gerçeklerinden
biri… Tarihin başlangıcından bu yana varlığını sürdüren
taş kuşkusuz dünya var olduğu sürece de burada
olacak. Bu uzun tarih boyunca çeşitli biçimleriyle doğal
taşın varlığı insan çevresinin fiziksel gerçeğinin temel
bir parçası oldu ve olmaya devam ediyor. Şanlıurfa,
Göbeklitepe’deki kazılarda ortaya çıkarılan yeni
bulgular insanın bir ifade biçimi ve barınma amaçlı
olarak taşı 12.000 yıla yakın zamandır şekillendirmekte
olduğunu kanıtlıyor. Bu mimari aynı zamanda insanları
ortak bir alan ve dünya görüşü etrafında bir araya
getiren bir toplum duygusunu da meydana getiriyor.
Bugün doğal taş, doğal çevre ve geleneksel kültürlerde
toplumları uyum içinde bir araya getirmekte benzer
bir rol alıyor. Çağdaş yaşamda taşın varlığı geçmişimizi
vurgularken sürekli yeni ifade imkanları yaratmaya
devam ediyor. Bunu Emre Arolat Architects’in yeni bir
İslami mimari düşüncesini yığma kayraktaşı duvarlarla
hayata geçirdiği İstanbul’daki Sancaklar Camisi’nde
görmek mümkün. Buna tezat teşkil edecek şekilde,
Ulanbatur T.C. Büyükelçilik Konutu’nda Han Tümertekin
tarihe paralel bir arkitektonik yaklaşımla yapıyı sert
iklime karşı korumak üzere Andezit taşını kullanarak
‘Türk’ mimarisinin yeni bir versiyonunu ortaya koyuyor.
Mutlu Çilingiroğlu ise bir başka hükümet yapısı olan
LEED sertifikalı Küçükçekmece Belediyesi Yeni Hizmet
Binası’nda demokratik idarenin önemini vurgulamak
üzere doğal taşın sembolik gücünden yararlanıyor.
Londra’dan Mossessian Partners’ın kesintisiz doğal
taş duvar ve kaldırımlarla bütüncül bir kent deneyimi
yarattıkları Mshreib Downtown Doha, 1C projesi ise
Körfez ülkelerinin yeni gelişen kentlerinde kent dokusu
yaratmak üzere taşın büyük ölçekte kullanılmasının bir
örneği. Son olarak iki İstanbullu firmanın Bodrum’da
gerçekleştirdikleri; Tabanlıoğlu Mimarlık’ın havaalanı
ve Alişan Çırakoğlu’nun yazlık ev projeleri Akdeniz
bölgesinin mimari sürekliliğinin altını çiziyor. Taş
tasarımda süreklilik duygusu Aziz Sarıyer, Fabio
Novembre ve Yoshioka Tokujin’in Milano Tasarım Haftası
sırasında İMİB tarafından düzenlenen “Zaman Boyunca
Mermer” sergisinde yer alan çalışmalarında ve Can
Çinici’nin Ahmet Taner Kışlalı’nın mezarı için tasarladığı
monolitik mezar taşında da varlığını gösteriyor.
Natura’nın Emedya’nın hazırladığı bu son sayısında
TİM, İMİB Yönetim Kurulu, üyeleri ve ekibine Natura’nın
doğal taş mimari odağına verdikleri destekten dolayı
teşekkür etmek isterim. Tüm Emedya Tasarım ekibi ve
özellikle Genel Yayın Yönetmeni Özlem Alkan Karakuş’a
da buradaki üstün nitelikli içeriği üretmekteki titiz
gayretleri için teşekkür ederim.
The presence of stone is one of the enduring realities of the
planet Earth. Stone existed at the dawn of creation and will
undoubtedly be here as long as the Earth endures. Within this
long history, the existence of natural stone in all its forms has
been and continues to be a fundamental part of the material
reality of man’s surroundings. Recent discoveries in Turkey at
Göbeklitepe in Şanlıurfa show that man has been cutting and
hewing stone for almost 12,000 years as a mode of expression
and to use in habitation. It is from this basis of natural stone
as structure and symbol that architecture had its beginnings.
The monoliths with sculptures of wild animals arranged in
circular forms at Göbeklitepe show us that man represented
his universe in stone to create a sense of connection to his
surroundings. At the same time this architecture generated a
sense of community that brought people together in a common
space and worldview.
Today, stone has a similar role to play in bringing communities
together in harmony with our natural surroundings and
traditional cultures