Projeler/Projects: İzmir
alanı ile Karşıyaka kıyısındaki rekreasyon alanını entegre etme bağlamında
oldukça büyük bir ölçeğe sahipken, aynı zamanda bölgedeki yaya ve taşıt
ayırımına da gerçekçi ve çözümleyici öneriler getiriyor. Tasarım ekibi yeni
trafik şemasında, taşıtların alt kotta kalan yoldan akarken yayaların da
daha üst bir kotta tasarlanan yüzeylerde hareket alanı kazanması şeklinde
bir çözüm sunuyor. Zeminden denize doğru yükselen bina örtüsünün,
yapının sonlandığı cam cephenin ötesine geçmesiyle son bulan formu,
aslında 19. yüzyıldan bu yana alışık olduğumuz opera binası mimarisini
yeniden yorumlamasının bir sonucu.
Bu yönüyle İzmir Opera Binası, Hayati Tabanlıoğlu tarafından 1969
yılında tasarlanan, Türkiye’nin ilk – ve halen tek – opera binası olan
İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nden ilham alır gibi görünüyor.
Atatürk Kültür Merkezi’nin 1950’li yılların Alman örneklerinden
esinlenen, önemli bir kamusal meydana bakan geniş cam yüzeyli
cephesi, İzmir Opera Binası’nın da belirgin bir özelliği. Her iki
tasarımda da, şeffaf bina giriş cephesi sayesinde içerideki yaşamın
dışarıya taşındığı bir kamusal alan tasarımı sözkonusu; bu görüntü
geceleri, havanın kararmasıyla bina üst örtüsüne asılan aydınlatma
elemanlarının saçtığı ışık sayesinde daha da çekici bir hal alıyor.
İzmir örneğinde karşımıza çıkan lobi kurgusu, gerek binanın dört
yandan erişilebilirliği, gerekse İzmir’in sıcak ikliminde sunacağı gölge
50 NATURA • MAYIS - HAZİRAN 2013 / MAY - JUNE 2013
BİNANIN EĞİMLİ
YAPISI, HER
TARAFINDA FARKLI
ALAN DENEYİMLERİ
VE MANZARALAR
YARATACAK.
THE ANGLED
PRINCIPAL VOLUME
ACCESSIBLE ON
ALL SIDES WILL
CREATE DIFFERENT
SPATIAL
CONDITIONS AND
VIEWS.
the scale is larger in its attempt to integrate the
residential districts with the leisure area near the
Karşıyaka pier and sho re but also to weave together
pedestrian and car traffic. The solution is to separate
the two zones in section, with cars and buses on
a lower level and a pedestrian plaza on the upper
level. The design is completed by a glass façade
and large overhanging eave above that culminates
the movement of the building from ground to sky
in a dramatic architectural gesture typical of opera
buildings since the 19th century.
The İzmir Opera House proposal in this sense seems
inspired by Turkey’s first and still only purpose-built
opera house Atatürk Kültür Merkezi in İstanbul by
Hayati Tabanlıoğlu from 1969. The large glass façade
facing a major public square seen in the Atatürk
Kültür Merkezi which itself was inspired by German
examples from the 1950’s can been seen distinctly in
the İzmir proposal. Both designs share this feature
of a public space that moves from inside to outside
through the front of the building that are unified