Natura May - June 2013 | Page 50

Projeler/Projects: İzmir alanı ile Karşıyaka kıyısındaki rekreasyon alanını entegre etme bağlamında oldukça büyük bir ölçeğe sahipken, aynı zamanda bölgedeki yaya ve taşıt ayırımına da gerçekçi ve çözümleyici öneriler getiriyor. Tasarım ekibi yeni trafik şemasında, taşıtların alt kotta kalan yoldan akarken yayaların da daha üst bir kotta tasarlanan yüzeylerde hareket alanı kazanması şeklinde bir çözüm sunuyor. Zeminden denize doğru yükselen bina örtüsünün, yapının sonlandığı cam cephenin ötesine geçmesiyle son bulan formu, aslında 19. yüzyıldan bu yana alışık olduğumuz opera binası mimarisini yeniden yorumlamasının bir sonucu. Bu yönüyle İzmir Opera Binası, Hayati Tabanlıoğlu tarafından 1969 yılında tasarlanan, Türkiye’nin ilk – ve halen tek – opera binası olan İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nden ilham alır gibi görünüyor. Atatürk Kültür Merkezi’nin 1950’li yılların Alman örneklerinden esinlenen, önemli bir kamusal meydana bakan geniş cam yüzeyli cephesi, İzmir Opera Binası’nın da belirgin bir özelliği. Her iki tasarımda da, şeffaf bina giriş cephesi sayesinde içerideki yaşamın dışarıya taşındığı bir kamusal alan tasarımı sözkonusu; bu görüntü geceleri, havanın kararmasıyla bina üst örtüsüne asılan aydınlatma elemanlarının saçtığı ışık sayesinde daha da çekici bir hal alıyor. İzmir örneğinde karşımıza çıkan lobi kurgusu, gerek binanın dört yandan erişilebilirliği, gerekse İzmir’in sıcak ikliminde sunacağı gölge 50 NATURA • MAYIS - HAZİRAN 2013 / MAY - JUNE 2013 BİNANIN EĞİMLİ YAPISI, HER TARAFINDA FARKLI ALAN DENEYİMLERİ VE MANZARALAR YARATACAK. THE ANGLED PRINCIPAL VOLUME ACCESSIBLE ON ALL SIDES WILL CREATE DIFFERENT SPATIAL CONDITIONS AND VIEWS. the scale is larger in its attempt to integrate the residential districts with the leisure area near the Karşıyaka pier and sho re but also to weave together pedestrian and car traffic. The solution is to separate the two zones in section, with cars and buses on a lower level and a pedestrian plaza on the upper level. The design is completed by a glass façade and large overhanging eave above that culminates the movement of the building from ground to sky in a dramatic architectural gesture typical of opera buildings since the 19th century. The İzmir Opera House proposal in this sense seems inspired by Turkey’s first and still only purpose-built opera house Atatürk Kültür Merkezi in İstanbul by Hayati Tabanlıoğlu from 1969. The large glass façade facing a major public square seen in the Atatürk Kültür Merkezi which itself was inspired by German examples from the 1950’s can been seen distinctly in the İzmir proposal. Both designs share this feature of a public space that moves from inside to outside through the front of the building that are unified