Tasarım/Design
The House Hotel
Galatasaray
2010 senesinde açılan ve The House Café zincirinin ilk otel projesi olan
The House Hotel Galatasaray, Beyoğlu’nun ilginç antika dükkanlarıyla
dolu semti Çukurcuma’daki Zenovitch binasında yer alıyor. Otel adını, 19.
yüzyılın sonlarında binada yaşamış olan Zenovitch ailesinden alıyor.
Çatı katı ile birlikte toplam beş katta 1000 metrekarelik bir alana sahip
The House Hotel Galatasaray, Zenovitch binasının tarihi karakterini
koruyarak oluşturulan mimari kabuk içinde yer alıyor. Bu kabuk, üzerine
eklenen modern dokular sayesinde misafirlere tarihi Beyoğlu semtinde
çağdaş bir his yaşatıyor. Otelin zemin katında resepsiyon, çatı katında
teras barı ve şömineli lounge alanı, ara dört katta ise toplam 20 süit oda
bulunuyor. Katların hol zeminlerine uygulanan karo mozaik deseninin
daha yalın bir yansıması, tavandaki altıgen perfore panellerde de devam
ediyor. Bu panellerin içine yerleşik gizli aydınlatmalar aynı grafik etkiyi
kuvvetlendirerek bütünü oluşturuyor. Duvar ve tavanlarda açık tonların
ağırlıklı olarak kullanıldığı konuk odalarındaki süet deri kaplamalı yatak,
Zenovitch avizeler ve siyah lake çalışma masaları dahil bütün mobilyalar
Autoban tarafından otel için özel olarak tasarlanmış. Odalardaki sehpa
ve giysi dolaplarındaki cam kullanımı sadelik ve ferahlık hissi yaratıyor.
Oda zeminlerindeki grafik etkisi kuvvetli marküteri ve yün halı kullanımı
sadeliği kıran renkli detayları meydana getiriyor.
Binanın tarihi dokusunu pekiştiren bir diğer detay ise banyoların yan
duvarlarındaki mermer panellere yaldızla işlenen Beyoğlu ve çevresine
ait eski apartman isimleri. Otel için özel olarak tasarlanan akrilik cam
duş kabinleri odaların içinde ayrı birer ünite olarak bulunuyor. Neticede,
The House Hotel Galatasaray binanın orijinal detayları vurgularken
çağdaş tasarım detaylarıyla hem modern hem de lüks bir mekan
sunuyor.
30 NATURA • MAYIS-HAZİRAN / MAY-JUNE 2011
The House Hotel Galatasaray, The House Café chain’s
first hotel project, is located in Çukurcuma, a bohemian
quarter of Beyoğlu famous for its eccentric antique
shops. Autoban maintained the character of the
historical 19th century neo-classic Zenovitch building,
emphasizing its original characteristics. The building’s
interior has been designed with a modern-classic
approach, integrating hexagonally perforated ceiling
paneling and custom-made furniture conveying a
contemporary feel within the historic Beyoğlu cityscape.
The Hotel is spread over five floors including the ground
and penthouse floors. Mosaic stones cover all hall floors,
matching the more simple honeycomb shaped panels on
the ceiling that disguise the lighting fixtures. The stairs,
handrails and the doors in the halls have been kept in
their original forms.
An off white tinted color has been used widely in the
guest rooms. All the furniture including wash-leather
coated beds, the specialized Zenovitch chandeliers
and lacquer work desks with leather ottomans were
all custom-designed for the hotel. The use of glass on
coffee tables and the closets reflect inspirations from the
neoclassic attitudes of the early 19th century decoration.
The classical approach in the building’s design is also
reflected in the bathrooms. In order to recreate the
feeling of the era; names of old apartments in Beyoğlu
have been carved on marble panels on the side walls.
The custom-made shower cabins made of acrylic and
glass are situated inside the rooms as separate units.
Two suites, the bar, the breakfast and the lounge area
are located on the penthouse floor with its original
wooden ce