Natura March - April 2012 | Page 90

Projeler/Projects: Dubrovnik Kireçtaşı ve galvanize çelik sokak hizasında şaşırtıcı şekilde birleşiyor. Limestone and galvanized steel are surprisingly paired at street level. özelliklerinden ibaret olmamasına özen gösterildiği görülüyor. Bu özenli yaklaşım, yapının çevresiyle yakın ilişkiye girmesini amaçlayan dikkate değer tasarım çözümlerinde vücut buluyor. Örneğin, kısmen yeraltında konumlanmış olan otopark, bu özelliğine rağmen tasarımı sayesinde çevreden kopmuyor ve en alt katının dahi günışığından faydalanmasına olanak tanınıyor. Otoparkın, kolon ve kiriş gibi taşıyıcı elemanlarının ağırlığını hissettirmeyen iç mekan düzenlemesi sayesinde çoğu benzerinin aksine oldukça ferah bir görüntüye sahip olduğu fark ediliyor. Bedensel engellilerin erişimine olanak tanıyan asansör ve rampalar da yapının hizmet verebileceği kitleyi büyütüyor. Projenin kamusal niteliğini artıran bir diğer özellikse hiç şüphesiz teras kısmındaki kafe, bar ve seyir alanları. Dubrovnik’in deniz kıyısındaki tarihi şehir merkezini tepeden gören bir arazide yer alan otopark, bu coğrafi konumunu üst kısmındaki sosyal tesisler aracılığıyla kamunun kullanımına sunuyor. Inside_Outside’ın çevresiyle olan uyumlu birlikteliğinin izini mimari programın yanı sıra renk ve malzeme tercihi gibi maddesel özellikler üzerinden de sürmek mümkün. Proje, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer verilerek korumaya alınan Dubrovnik’in tarihi şehir merkezinin hemen bitişiğindeki bölgede yer alıyor. Burası ayrıca, yer yer çıplak bir kireç taşı kütlesini andıran Srdj Dağı’nın Adriyatik Denizi’ne kavuştuğu yer. Projenin bu coğrafi konumunun, mimarların estetik tercihleri için önemli bir referans noktası ve ilham kaynağı olduğu açık. Çevrenin tasarım üzerinde yaptığı bu önemli etkinin ipuçlarını projede sıklıkla karşımıza çıkan taş malzemelerde bulmak mümkün. Örneğin, otoparkın ana araç girişinin üzerinde yapılmış olan peyzaj düzenlemesinde geniş bir kayalık alana yer veriliyor. Dahası, söz konusu düzenlemede kullanılan kireç taşlarının kökeni de yine bu topraklara dayanıyor. Taşların çıkarıldığı yer, yarı yarıya yere gömülü olarak inşa edilen otoparkın ve kapalı spor salonunun yapımı sırasında kazılan otuz bin metreküplük inşaat çuku ru. 90 NATURA • MART-NİSAN / MARCH-APRIL 2012 Srdj joins the Adriatic Sea. Clearly, this geographical position is an important reference point and an inspiration for the architects’ aesthetic decisions. This impact made by nature on architecture can be seen in the stone-type materials that are used frequently in the project. The landscape design of the area atop the main car entrance is a case in point, as the stones filling up this area originate from the very location where the project is built and are the remainders of the 30000 cubic meter construction pit dug when laying the foundations for the project. The project does not employ stone only as an element of landscape design element. Both the façades of the rooftop facilities and the wall marking the project’s limits are covered with limestone. Here, the decision to use limestone bears the influence of local regulations. When seeking the municipality’s permission for the demolition of a nearby limestone wall that would otherwise impede the project, the only condition imposed on the architects concerned the use of the exact same materials and production methods in their construction. This is only one example of the various measures taken by Dubrovnik’s local authorities to protect the city’s status as a world heritage site. The architect duo’s solution to this problem sprung out of their encounter with a local stonemason in a nearby village. The encounter then led to a collaboration that introduced the limestone surfaces which now help Inside_Outside provide a smooth transition between nature and architecture as well as pay tribute to Dubrovnik’s medieval city walls which are of the same material. Such decisions on materials allow not only for a certain degree of harmony between the built and the natural but