Projeler/Projects: İzmir
P
rofesyonel hayatının büyük bir bölümünü de İzmir’de geçirmiş olan
ve 2000 yılından beri Ege kıyılarında bulunan Urla-Yağcılar Köyü’nde
yaşayan mimar Serhat Akbay, projelerini içinde bulunduğu coğrafya
ile bütünleştirmekteki başarısıyla tanınıyor ve bölgesel mimarideki
başarısını tasarladığı her yapıyla daha da sağlamlaştırırken kendisi
de bölgede yerel bir hayat yaşamayı tercih ediyor.
Akbay yapılarını, bölge koşullarının ısı, rüzgar, ışık, toprak gibi tüm
özelliklerini göz önünde bulundurarak tasarlıyor ve doğaya her hangi bir
etkide bulunmadan yöre koşullarından olabildiğince yararlanmaya çalışarak
yapının form, malzeme ve inşa tekniklerini belirliyor.
Urla çevresindeki yerel mimarinin özellikleri de bu çalışmalara zemin
hazırlıyor. Ege Bölgesi’nin sıcak iklimi, mimarinin ana elemanını, yazın
yaşam alanlarını serin tutacak ancak kışın da soğuktan koruyacak kalın
taş duvarların oluşturmasına yol açmış. Urla’nın konumuna bağlı olarak
oluşan ve özellikle kışları sertleşen sürekli rüzgarlar düşünüldüğünde, kalın
duvarların kullanımı daha da anlam kazanıyor. Bu noktada geçmişte Sakız
Adası ile sürekli ilişki içerisinde olan Urla’da bölgesel mimarinin oluşmasında,
mübadele dönemine kadar bölgede yoğun olarak yaşayan Rum nüfusunun
inşa tekniklerinin etkisinin olduğunu da belirtmek gerekiyor. Mübadele
sonrası inşaatta görev almaya başlayan Türklerin de aynı yapı tekniği
prensiplerini yıllarca devam ettikleri biliniyor.
Yöre halkının eskiden zeytincilik ve bağcılık ile geçimlerini sağladıkları,
denize sadece birkaç kilometre uzaklıkta bulunan Urla’nın yerel mimari
özelliklerinden yola çıkarak bölgede çağdaş yaşama uygun yeni yapılar
tasarlayan ve mevcut olan kimi yapıları da restore eden Akbay, tasarım ve
malzeme seçiminin yanında, tasarladığı yapıların inşaasında da yerelliği
koruyarak bölgedeki ustalar ve diğer kişilerle birlikte çalışıp, onların
deneyimlerini de işin içine katıyor ve yerel imkanlar dahilinde problemlere
çözüm getiriyor.
Urla - Yağcılar Köyü’nde eşi ile yaşamak için tasarlayıp inşa ettiği Bağ Evi
ile 2002 yılında Ulusal Mimarlık Ödülü’nü alan ve ardından aynı proje ile
2003 yılında Ağa Han ödül adayı olan Akbay, evinden sonra aynı bölgede
konumlandırmak üzere tasarladığı ofisi “Mimarın Bürosu” ile 2006 yılında
düzenlenen 10. Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde Yapı Dalı Ödülü’nü aldı.
YAĞCILAR köyü
taş ve beton
yapılardan
oluşuyor.
The rural
village of
YAĞICILAR, Urla
consists of
buildings in
stone and
concrete.
78 NATURA • MART-NİSAN / MARCH-APRIL 2012
S
pending most of his professional life in Izmir, Turkey the architect
Serhat Akbay known for projects that are successfully integrated with
their surroundings has reinforced his success in regional architecture
with each new project. He has himself lived in very same geography
the Urla-Yağcılar village on the Aegean coast of Turkey since 2000.
Akbay designs his buildings with an emphasis on their unique regional
characteristics based on climate, temperature, wind, light and topographic
qualities. In his architecture he uses as much as possible local methods in
determining form, materials and construction minimizing the impact on
nature. The tr aditional architecture of Urla on the Aegean coast of Turkey is
the basis of much of his work. The Aegean climate determines the use of
thick stonewalls as the primary architectural element keeping living spaces
cool in summer and warm in winter. Due to Urla’s geographic position on the
Sea, these thick walls are also important in protecting against the constant
strong winds especially in the winter. It is important to mention here the
historic influence on the techniques of regional architecture of this area by
the Anatolian Greek population that lived in this area before WWI and of the
constant relations between Urla and the neighboring Greek Island of Chios.
We know that after the population exchanges between Greeks and Turks
after WWI the Turks used construction methods inherited from the Greeks for
many years.
Akbay has in work restored existing buildings and designed new buildings
for contemporary lifestyles inspired by the characteristics of the traditional
architecture of Urla which is located a few kilometers from the sea and has
a local economy based on olives and winemaking. In parallel to design and
material selection, Akbay preserves local character by working with local
craftsmen and villagers integrating their knowledge into his projects to use
local techniques in solving problems.
Akbay was awarded the Turkish National Architecture Award in 2002 and
nominated for the Aga Khan Award in Architecture in 2003 for the Vineyard
House in Urla – Yağcılar that he designed and built as a residence for himself
and his wife. Later in 2006 he would go on to receive the Construction Sector
Award in the 10th Turkish National Architecture Awards for his “Architectural
Office” building set in the same area.