anıtmezar, bugün dünya çapında ‘mozole’ olarak bilinen yapı türünün ilk
örneğiydi. Hailkarnas’taki bu ve benzeri dünyaca ünlü sanat ve mimarlık
eserleri yıllar içinde savaşlar ve depremler nedeniyle teker teker yıkıma
uğradı. Eğer bu yıkımların Halikarnas’ı yönetenlere öğrettiği bir şey varsa,
o da şehri korumak için sağlam bir kaleye ihtiyaç olduğuydu. Son şekli
Hospitalier Şövalyeleri tarafından 1402’de verilen Aziz Peter kalesi şehrin
kıyısında böylece yükselmeye başladı. Günümüzde halen ayakta olan ve
Bodrum Kalesi olarak bilinen binanın yapımında yeşil volkanik kesme taş,
mermer sütunlar ve civardaki Mozole’nin rölyefleri kullanılmıştı. Dikkat
çekici kalesinin yanı sıra, Bodrum’un yerel mimarisini tanımlayan bir
diğer öğe, bilindiği üzere, kireçle sıvalı cephelerini mavi panjur ve pembe
begonvillerin renklendirdiği küçük, kutumsu, beyaz evler.
Her ne kadar Bodrum’un merkezinden ve bölgeye hizmet eden
havaalanından çok uzak olmasa da, CNNT_KY projesinin inşa edileceği
Göltürkbükü beldesi şehrin curcunasından kaçmak isteyenler için adeta
bir sığınak konumunda. Yarımadanın yeni gelişmekte olan bölümlerinden
olan bu belde, Türkbükü ve Gölköy adlı iki büyük koy ve aralarındaki
bölgeyi kapsıyor. Son yıllarda beldede mantar gibi biten lüks eğlence ve
konaklama tesisleri, buranın dünyada ‘Türkiye’nin Côte d’Azur’ü olarak
anılmasına yol açmış durumda. Bölge bugünlerde, Bodrum Yarımadası’nın
tümünü etkilemekte olan önemli bir değişime de önderlik ediyor. Gerek iç
gerekse dış turizmde son birkaç onyılın en bilinen yaz tatili adreslerinden
olan Bodrum’un son yıllarda yıl boyu hizmet verebilecek bir turizm merkezi
Now known as the Bodrum Castle, the building still
stands to this day. Besides its outstanding castle,
Bodrum’s vernacular architecture is characterized by
tiny box-like houses whose façades are whitewashed
with lime, and blue window shutters adorned with
the local bougainvillea.
Although not very far from either central Bodrum
or the main airport that serves the region, the
Göltürkbükü area where CNNT_KY is located is still
a refuge from the hubbub of the city center. One of
the newly developing parts of the peninsula, the
area stretches between the two bays of Türkbükü
and Gölköy, and has come to be known as ‘the Côte
d’Azur of Turkey’ due to its lively entertainment and
accommodation venues that have mushroomed in
recent years. The area is spearheading the significant
change which has been affecting the whole Bodrum
Peninsula. While the popular summer destination of
last few decades for both domestic and international
tourists, Bodrum has recently been transforming into
a year-round destination. This has partly to do with
the recent expansions at the nearby Milas-Bodrum
International Airport which has allowed busier flight
Otel ve spanın
bir cephesi
Ege’nin
açık tonlu
mermeriyle kaplı.
Light colored
marble from
the Aegean in
Turkey is used to
completely clad
a side of the
hotel and spa.
MART-NİSAN / MARCH-APRIL 2012 • NATURA 45