Natura March - April 2011 | Page 35

Tasarım eğitiminizden bahseder misiniz? En çok kimlerden ve nerelerden öğrendiniz? Ankara Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümünü bitirdikten sonra Ankara Portakal Çiçeği vadisinin mimar, şehir planlamacı ve grafikerden oluşan enerjik ekibiyle bir buçuk yıl gibi bir süre çalıştıktan sonra Brüksel’e tasarım eğitimime devam etmek için gittim. Orada iç mimariyi, zanaat –tasarım-malzeme olarak harmanlayabilen atölye çalışmaları yaptım. 1995 yılında İstanbul’a döndükten sonra Gökhan Avcıoğlu ve Boran Ekinci ile çalıştım. Her ikisinden de mimari yaklaşımlar ve tasarımın süreçleri açısından çok şey öğrendim. Mimari disiplinlerin gerçek projeye nasıl aktarıldığı, bu sürecin mimar–müşteri ilişkisini de nasıl etkilediğini sıkı sıkıya gözledim. Brüksel’de yaşayan mimar dayımdan da pratiğe ve malzemeye dayalı çok şey öğrendim. Özellikle ahşap, metal ve şimdi de taş malzemeye olan dikkatiniz özgün yaklaşımınızda önemli pay sahibi. Bu malzemelere ilginiz neden kaynaklanıyor? Onlarla çalışırken hedefleriniz neler? Doğal formlara ve malzemeye ilgim çocukluğumdaki yaramazlık günlerimde başladı. Taşranın ara sokaklarındaki zanaatkar ustalarının atölyelerinde geçirdiğim uzun zamanlarla şekillendi. Bakırcılar, hırdavatçılar hep ilgimi çok çekti. Doğal malzemeyle çalışırken malzemenin duruşuna, enerjisine vizyonumu ve enerjimi aktarmak, onların ham hallerine form vererek dokunmak hep eğlenceli bir oyundu benim için. Hayatta hiçbir şey birden bire olmuyor. Tabii ki bir süreç ve deneyimin sonucunda kararlar alıp uyguluyorsunuz. Ama önce hayal etmek gerekiyor. Galiba biraz da benim karakterimden kaynaklanıyor. Atölyelerde çalışmak ve her aşamasında olmak, dokunmak ve öyle yaratmak benim için çok önemli. Kendi marangozhanesine -ve yakında metal işçililik atölyesine- sahip çok az sayıda tasarımcıdan birisiniz belki de yegane tasarımcısınız. Buna nasıl karar verdiniz? Ofisinizin yapısı nasıldır? Multi-disiplinlerle çalışmanın enerjisine ve bu karışımın yaratıcılık üzerindeki pozitif katkısına inanan biriyim. Yaratıcılığı, üretimi, yalnızca tasarlamakla anlatmak mümkün değil. Ancak “lifestyle” kelimesi birden fazla bileşeni içine alarak, tek bir olguyla hepsini; biraz renk, TOPALOĞLU’NUN TASARIMLARI AHŞAP VE ÇELİĞİN ÖZELLİKLERİNİ VURGULUYOR. TOPALOĞLU’S DESIGN ENHANCES THE PROPERTIES OF WOOD AND STEEL. Can you describe your design education? What did you learn from whom and where? After graduating from the Landscape Architecture department of Ankara University, I worked for a year and a half in Ankara and then went to Brussels to continue my design education. I came back to istanbul in 1995 and worked with architects Gökhan Avcıoğlu and Boran Ekinci. Both have taught me a lot on architectural perspectives and design processes. I’ve paid attention to how architectural disciplines are applied into real projects and how this affects the architect-client relationship. I’ve also learned a lot about materials and the practice of architecture from my architect uncle in Brussels. Your attention to materials and methods especially in wood, metal and now stone is a unique aspect of your approach. What is your interest in these materails? What are your objectives in working with them? My interest in natural forms and materials started all the way back when I was a naughty little kid. It was shaped during the long times I spent at craftsmen’s workshops in the side streets of country towns. It has always been an enjoyable game for me to apply my energy and vision to the natural material I work with, touching them to shape their raw state. You are one of the few designers who has her own workshop for carpentry and soon metalwork. Why did you decide to do this? What is the set-up of your office? I believe in the energy created in multi-disciplinary work and its positive effect on creativity. Creativity and production cannot be explained solely by designing. The energy for our production comes from Istanbul and we interpret geography through culture, fashion through requirement, the streets through habits, the MART-NİSAN / MARCH-APRIL 2011 • NATURA 33 SEMA 5.indd 3 4/11/11 6:18 PM