Natura March - April 2011 | Page 21

1 000 seneyi aşkın süredir bir ülkenin Müslüman olup olmadığını anlamak için şehir silüetine bakmak yeterliydi. Çoğu cami kubbesi ve minaresiyle bir yandan tarihi İslam dokusunu temsil ederken bir yandan da o şehri tanımlayan mihenk taşlarından biri olarak kabul ediliyordu. Bu durum değişmeye başladı. Son birkaç senedir, İslam dünyası yeni ve modern bir mimari tarz ile karşı karşıya. Gelenekten gelen mimari unsurlar ve yerleşik formsal kabuller, çağdaş dünya anlayışıyla tanışıyor. Bu tarzın temsilcileri olan yeni nesil mimarlar arasında Müslüman olduğu gibi müsliman olmayan mimarlar da yer alıyor. 21. yüzyılın camileri inşa edilecekleri şehirlerin gökdelenlerine ve alışveriş merkezlerine ayak uyduracak modernlikte. Bu camiler, yenilikçi tasarımlarının yanı sıra işleyişleri, sundukları hizmetler ve ideolojileri ile de ilgi çekiyor. ‘Kadınlar camilerin ana bölümlerine kabul edilmeli mi?’ ‘Minareler camilerin vazgeçilmez parçası mıdır?’ gibi tartışmaları başlatmaları bir yana, bu camiler İslam mimarisinde yepyeni bir devrin de habercisi konumundalar. Avrupa’daki Müslüman nüfus son on senede 12 milyondan 20 milyona çıktı. Bu artış, beraberinde yeni camilerin inşa edilmesi ihtiyacını getirdi. Sadece İtalya’daki camilerin sayısı, son yedi senede 351’den 735’e çıktı. Avrupa’daki kiliseler her sene azalan ziyaretçi sayıları karşısında okullara, gece kulüplerine ya da süpermarketlere çevrilirken, eski ilaç fabrikaları ve hatta terk edilmiş kiliseler camilere dönüştürülmeye başlandı. Camilerin başlıca var oluş amacı, Müslüman nüfusa bir araya gelebilecekleri ibadet alanı sunmak... Buna ek olarak bilgi akışı sağlamak, eğitim ve sorun çözmek gibi hizmetler de camilerin görevleri arasında yer alıyor. Hazreti Muhammed’in de dediği gibi esasında tüm dünya bir camidir, bir Müslüman, çölde, evinin salonunda ya da bir havaalanında bile ibadet edebiliyor. Dünyada bilinen ilk üç cami sadece ahşap direklerin taşıdığı palmiye yapraklarının gölgesindeki açık alanlardan oluşuyordu. Arap Yarımadası’nda yer alan bu ilk üç camiden sonraki 1000 senede dünyanın dört bir yanında inşa edilen camiler, farklı kültürlerde değişiklik gösterse de günümüzde rastladığımız görünümlerini kazandı. Din geliştikçe ve ritüeller yerleştikçe dönemin ve coğrafyanın etkisiyle farklı şema, form ve kalıplar eklendi. Bu yapısal katkılar, forma dair önerilerden ziyade, mevcudu ayıklama ve arıtma mantığına dayanıyordu ve temelde İslam sanatının özünü oluşturan RUX ARCHITECTS, NEW YORK TARAFINDAN TASARLANAN VE YARIŞMA BİRİNCİSİ OLAN VANİSHİNG MOSQUE, BAE. MİNBER DEV BİR PERGEL İĞNESİ GİBİ MEKKE YÖNÜNÜ İŞARET EDİYOR. BEYAZ MERMER CEPHESİ VE DERİN GÖLGELİ KEMER ALTLARIYLA DİNAMİK VE KONTRASTLI BİR AYDINLATMA SAĞLANIYOR. THE VANISHING MOSQUE, UAE, WINNING COMPETITION PROPOSAL BY RUX ARCHITECTS, NEW YORK. THE PRAYER PLINTH POINTS IN THE DIRECTION OF MECCA, LIKE A GIANT COMPASS NEEDLE. WHITE MARBLE FAÇADES AND DEEP SHADED ARCADES CREATE DYNAMIC AND CONTRASTING LIGHTING CONDITIONS. imgelerin soyutlanmasıydı. Zaman içinde camiler, dış avlu (harim), iç avlu (harem), sahın (cami iç meydanı), kürsü, mihr