BAŞLARKEN / EDITOR’S NOTE
Natura Yayın Kurulu Başkanı
Chairman of Editorial Committe
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği
adına Yönetim Kurulu Başkanı
Mehmet Özer
Istanbul Mineral Exporters’ Association,
Chairman of the Board Mehmet Özer
Yayın Kurulu
Editorial Commitee
Mehmet Özer, Ahmet Keleş,
Hasan Can Çoker, Erdoğan Akbulak,
Erol Efendioğlu, Coşkun Kırlıoğlu,
Fatih Özer, Nergis Büyükkınacı,
Okan Ak, Nisa Özdemir
Genel Koordinatör
General Director
Coşkun Kırlıoğlu
Yayın Direktörü
Editorial Director
Gökhan Karakuş
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Editor in Chief
Özlem Alkan K.
[email protected]
Art Direktör / Art Director
Özgür Çakır
Konular Editörü / Features Editor
Nilay Özlü
Fotoğraf Editorü / Photo Editor
Gözde Kavalcı
Yönetim / Management
Emedya İletişim Sanayi ve Ticaret Ltd.
Kireçhane Gediği Sokak 8 Arnavutköy
İstanbul 34345 /TURKEY
Tel: (212) 359 82 88
[email protected]
Renk Ayrımı / Color Separation
Studio Tel : (0212) 283 90 12
Baskı, Cilt / Printing
Stil Matbaacılık
İbrahimkaraoğlanoğlu Cad. Yayıncılar
Sok. No:5 Seyrantepe / İstanbul
Tel: (0212) 281 92 81
www.stil.com.tr
Yayın Türü / Publication Type
Yerel - Süreli / Local - Periodical
Ocak 2014 - January 2014
GÖKHAN KARAKUŞ
21. YÜZYILDA şehirlerimiz o kadar hızlı bir dönüşüm
geçirdi ki, mimar ve şehir planlamacıları bu değişimin
etkilerini ancak şimdi anlamaya başlıyorlar. Günlük
yaşam ve yapılı çevre, somut çözümler geliştirmeyi
çok zor kılacak bir hızda ilerleyen ilişkilere karışmış
durumda. Zengin tarihi geçmişe sahip kent
ortamlarındaysa, inşaat projelerini etkileyen pek çok
mesele bu kentlerde mimarlığı daha da karmaşık
hale getiriyor. 20. yüzyıldakinin tersine, tarihi
dokunun kentsel yapının hala önemli bir parçası
olduğu şehirlerde yeni inşaatın hangi mimaride
olması gerektiğiyle ilgili bir netlik yok. Mimarların
kullanabildiği yeniden işlevlendirme, renovasyon,
imha, fasadizm ve mevcut tarihi kalıntılara yönelik
tarihi koruma çalışmaları gibi dönüşüm stratejileri, bu
tarihi çevrelere hangi çağdaş mimarinin uygun olacağı
hakkında net bir yön göstermiyor.
Natura’nın bu sayısında tarihi bağlamda yer alan yeni
kamusal alan mimarisinin doğal taşla gerçekleşen
çağdaş örneklerini inceliyoruz. Bu projelerin
stratejileri estetik, arkitektonik, kentsel ve formel
doğaya sahip bir mimari için olası keşif rotalarına
temel teşkil ediyor. Örneğin Teğet Mimarlık’ın
İstanbul’da gerçekleştirdiği Deniz Müzesi projesi
kumtaşı duvar örme tekniklerini kullanarak tarihi ve
kentsel hatlar arasında ilişki kuruyor. Doğal taş bu
farklı unsurları anlamlı bir bütün haline getiren bir
ortak yüzey oluşturuyor. Benzer bir formel strateji
Sekiz Artı ve So? tarafından hazırlanan Bitlis Kent
Meydanı önerisinde görülüyor. Doğal taştan örülmüş
mevcut kaba dokular, net ve keskin duvar sisteminin
yalın ve modern mimarisiyle birleşiyor. Bu strateji,
Sanjay Puri Architects’in Karadağ kıyılarındaki karma
kullanımlı meydan önerisinde formel olarak daha
belirgin bir alansal ve malzemesel dille tekrarlanıyor.
Orta İtalya’da Prato’da bulunan MDU Architetti ise
kilise, kütüphane, pazar ve konut projelerinde taş
malzemeyle teknik, formel ve arkitektonik stratejilerin
bir karışımını kullanarak Toskana’nın zengin tarihine
güzelce yerleşen mekanlar ortaya çıkarıyorlar. MDU,
taşın varlığını kullanarak geçmişi sürekli kılarken
kavramsal açıdan güçlü bir modernlik ortaya çıkarıyor.
Son olarak, taş malzemeyle sanat üzerine araştırmamızı
Amerikalı bilgi tasarımcısı Edward Tufte’nin görkemini
taş anıtlarıyla sürdürüyor ve İstanbul’da yeni açılan
Zorlu Center’ın mağaza tasarımlarında doğal taş
kullanımını inceliyoruz.
The transformation of our cities and towns at the beginning
of the 21st century has occurred at such a rapid pace that
architects and planners are only now beginning to understand
the implications of the changes. Everyday life and the built
environment are now mixed up in relations that move at
speeds that make developing concrete solutions difficult. Issues
effecting construction projects in urban settings with a rich
historical past has made architecture in these cities even more
complicated. In contrast to the 20th century, we no longer have
a clear concept of what kind of architecture is appropriate for
new construction in cities where the historical fabric is still an
important part of the urban setting. Transformational strategies
available to architects such as adaptive reuse, renovation,
demolition, façadism and historic preservation while
addressing the existing historical remnants do not provide a
clear direction for what kind of contemporary architecture could
be appropriate for these historical settings.
In this issue of Natura we look at different examples
of contemporary architecture in stone for new public
architecture and spaces in historical contexts. The strategies
of these projects lay the groundwork for possible avenues of
explorations of architecture that are aesthetic, architectonic,
urban and