Natura January - February 2012 | Page 70

Projeler/Projects: Istanbul İ stanbul’un iş merkezleri ve tekstil atölyeleriyle anılan bölgelerinden birinde yürüdüğünüzü düşünün. Mimari anlamda etkileyici bir yapıyla karşılaşma olasılığınızın yüksek olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak bugün kentin benzer bölgelerinden biri, önyargılarınızı yıkacak bir binaya ev sahipliği yapıyor. Kağıthane’de yer alan Gizia Merkez & Showroom binası zıtlıkların birliğine olanak tanıyan tasarım yaklaşımıyla sivriliyor. Arif Özden’in tasarladığı Gizia Merkez & Showroom, 1600 metrekarelik bir alana yayılan ve sırasıyla giriş, iki kat showroom, dinlenme ve toplantı işlevlerine ayrılmış toplam beş kattan oluşan bir yapı. Bina dikkatleri henüz girişine doğru atılan ilk adımlardan itibaren çekmeye başlıyor. Yapının dış cephesinin, birbirini kesen yüzeyler ve eğik açılardan oluşan parçalı geometrik yapısıyla doğal bir kayalık kütlesini andıracak şekilde tasarlandığı görülüyor. Bu tasarımda baş rol ise yapının dış cephesi ve giriş kat duvarlarına damgasını vuran malzeme olan mermere ait. Kullanılan Afyon İşçehisar çıkışlı ‘kaplan postu’ mermeri, gerek renk ve dokusu gerekse işlenme biçiminin yarattığı özgün yüzey bitirmesiyle ön plana çıkıyor. Mimar Özden’in ‘kaplan postu’ adlı mermeri tercih etmesindeki neden tam da malzemenin barındırdığı özelliklerle yüzeyinde yapılacak işlemlerin birbiriyle barışık olması. Özden, söz konusu mermerin bir yandan kolaylıkla üç boyutlu yüzey işlemi görebilirken diğer yandan da bu işlem sırasında doku ve rengini kaybetmediğinin altını çiziyor. Mimarın vurguladığı bir diğer nokta da kaplan postunun büyük plakalar halinde de kolayca işlenebilen bir taş olması. Söz konusu mermer tipi tüm bu özellikleri nedeniyle Gizia Merkez & Showroom binası için ideal malzeme olarak ön plana çıkıyor. Kaplan postu üzerine uygulanan yüzey işleme süreci iki taş plakasının birbirine yapıştırılmasıyla başlıyor. Ortaya çıkan kütlenin yüzeyi daha sonra belli bir yönde paralel olmayan düzensiz çizgilerle taranıyor. Yüzeye son şeklini verense taranma işleminin açtığı kanallar doğrultusunda yapılan elle kopartma işlemi oluyor. Böylece, oldukça ham ancak bir o kadar da malzemenin kökenine sadık bir yüzey bitirme elde ediliyor. Arif Özden de söz konusu kökene duyduğu GRI MERMERIN KARAKTERISTIK ÖZELLIKLERI MEKANIN KIMLIK OLUŞTURMASINA YARDIMCI OLUYOR. THE CHARACTERISTICS OF GREY MARBLE GIVE THE SPACE IT’S IDENTITY 70 NATURA • OCAK-ŞUBAT / JANUARY-FEBRUARY 2012 T Imagine yourself walking through an urban area associated with mundane business offices and textile workshops. Perhaps the last thing you would expect to come across would be an impressive piece of contemporary architecture. But today in Istanbul there is such an area which indeed presents a challenge to preconceptions. The Gizia Head Office & Showroom building in Kağıthane stands out from its surroundings thanks to the room it allows for contrasting elements to coexist. Designed by Arif Özden, Gizia Head Office & Showroom spreads over an area of 1600 m2 and consists of 5 floors dedicated respectively to the entrance, two showrooms, recreational and business meeting purposes. The building captures the visitors’ attention right upon first encounter with its façade. Designed to look like a large piece of rock, the building’s fractal geometry consists of oblique angles and intersecting surfaces. But the lead role belongs to the material used on the façade and walls of the entrance floor. Named ‘tiger skin’, this is a marble that originates from İşçehisar, Afyon-Turkey. The marble is characterized by its color, pattern, and surfaceprocessing tolerance which altogether allow for a unique finish. The very reason why architect Özden has preferred to use tiger skin has to do with the problem-free relationship be tween the material’s qualities and the processes applied to its surface. Özden underlines that while the marble can easily be surface-processed it also does not allow any compromise on pattern and color. Another benefit according to the architect is the material’s tolerance for being processed equally easily even when in big chunks. All these characteristics emerge tiger skin as the ideal material for Özden’s design. The surface-processing of the marble starts with the joining of two slabs of stone. The resulting mass is then harrowed in a chosen direction along unparallel lines. What gives the surface its final shape is manual avulsion, which is carried out along the channels obtained during the previous step. This results in a raw but honest finish. Indeed, it is such material honesty that has inspired the architect to use this particular type of marble. Özden’s interest lies more in the early steps of the lengthy process by which marble