Natura January - February 2012 | Page 52

Projeler/Projects: Ordos Y eşilliklerin üzerinden daima yükselen güneş.” Altı yıl önce Gobi sadece çölden ibaretken, belediye Ordos için katı ve kesin bir şehir planı yapmaya karar verdiğinde bu sembolik ifade kullanılmıştı. Ordos’un ekonomisi o kadar hızlı büyüyordu ki, belediye Çin’in İç Moğolistan bölgesinin sınırlarını mevcut şehirden uzaklara taşımaya ve yepyeni bir şehir inşa etmeye karar verdi. Bu kadar sanayileşmiş ve hayatın neredeyse mekanikleştiği bir şehirde odak noktası oluşturmak oldukça büyük bir risk demekti. Ancak bütün bunların ortasında Ordos müzesi 2011 yılının eylül ayında tamamlandı. Artık Ordos’ta yuvalanan şehir merkezinde geleneksel kültür ışıldayan bir geleceğin, bilinmeyen bir kesinliğin görüntüsüne dönüşüyor. Ordos’un eğimli tepeleri, Çinli mimarlık firması MAD tarafından Buckminister Fuller’ın ‘Manhattan Dome’undan esinlenilerek tasarlanmış etkileyici bir müzeye ev sahipliği yapıyor. 2004 yılında Ma Yangsong isimli bir mimar tarafından kurulan ofis, 2006 yılında Toronto, Kanada yakınlarında yaptığı iki konut gökdeleniyle uluslarası bir üne kavuştu. MAD konsept sanat tasarımlarından müzelere, kültür ve konaklama merkezlerine kadar farklı ölçeklerde çalışıyor. MAD’in tasarımcıları çoğu zaman tasarım aşamaları boyunca hassas, çevresine uyum sağlayabilen ve doğaya yönelik tasarımlara yönelik olarak gerçekleşiyor. Ordos Müzesi’nde başardıkları gibi, doğunun doğal ruhuna dayanan, geleceğe yönelik tasarımlar geliştiriyorlar. Bir kabuk şeklini alarak, müze içeriyi; geleceğin tahmin edilemeyen heyecanını, dışarıdan; monoton ve katı bir geometrisi olan şehirden korumaya çalışıyor. Diğer taraftan bunun tersini iddia eden bir tez de doğru olabilir. Belki de çağ ötesi bu kabuk kültürel tarih için bir barınak olup, onu dışarıdaki hızla değişen, yeni ve rasyonel şehirden korumaya çalışıyor. Her iki müze şekilde de eski ve yeniyi yüzleştirerek insanların mevcut gelenekleriyle, gelecekten beklentilerini kesiştiren bir kavşak görevi görüyor. Kabuğun doğal ve düzensiz formu bir tür uzanım gibi Gobi çölüyle müze arasındaki sınırları eritiyor. Müzenin inişli çıkışlı şekli, kendisini çevreleyen çölün hareketlerini takip eder gibi. Bu kadar etkileyici ve olumlu yorumlar alan projenin bir kütle yığını olarak yabancılığını sorgulayan tartışmalar da var. 52 NATURA • OCAK-ŞUBAT / JANUARY-FEBRUARY 2012 T he ever rising sun from the grassland.” This is a symbolic expression of the strict and distinct master plan for the boom city of Ordos decided by the municipal government six years ago when the site for the future museum was nothing but a part of the Gobi Desert. The economy in Ordos was growing so rapidly that the Chinese government decided to extend the limits of this city in China’s Inner Mongolia region away from the existing city to build a brand new city. From the regular master plan it seemed like quite a risk to design the Ordos Museum as such an irregular focal point for such an industrialized and almost mechanized urban setting. However, in the middle of the new Ordos city, the Ordos Museum recently completed in September 2011 has proven to be a success of Chinese design and planning. Today, nestled in the new urban center of Ordos, is MAD architects innovative design involving aspects of traditional culture and hypermodernity to reflect a bright vision for the future for Ordos, the region and China, in times of uncertainty. The site of the Museum is a mix of city and desert. Ordos’ sloped hills are the location for this impressive museum by Chinese architecture practice MAD who drew primary inspiration as in many of their works from a mix of nature and scientific modernism specifically in this case Buckminster Fuller’s “Manhattan Dome”. The office was founded in 2004 in Beijing by architect Ma Yangsong and initially received international attention in 2006 for the design of the “absolute towers” near Toronto, Canada. MAD has since worked on different scales ranging from conceptual art projects to museums, cultural and residential projects. The architects of MAD are particularly sensitive to nature in their design. They have been developing futuristic architecture based on the eastern spirit of nature, which can readily seen in the Ordos Museum design.