Natura January - February 2012 | Page 113

YAPININ SILÜETI, ORGANIK BIR ÇIZGI OLUŞTURUYOR. THE OUTLINE OF THE STRUCTURE FORMS AN ORGANIC SHAPE. etkileyici yaşam alanları meydana getiriyor. Bu stratejiyi yine kırsal alanda yer alan iki projede daha görmek mümkün: Ürdün, Wadi Rum’da tasarlanan Najwa Resort (2007) ve Abu Dabi’de bulunan Al Wathba Resort (2008). Bu yapıların kaba, topografik formları doğa ve insan arasındaki çizgiyi flulaştırıyor. Hem yüzey, hem de yapıda doğal taşın organik özellikleri azami ölçüde değerlendiriliyor. Yerel, göçebe çadır mimarisinin kullanımıyla birleştirerek, Al Hiyari kırsal çöl ortamına ilişkilendirilmiş otokton bir mimari üretmeyi başarıyor, ama bunları yeni bir mimari lisana soyutlayan bir tasarım stratejisi ile... Bu soyut otokton mimari çöl ortamının yaşam biçimlerine özgü ama öte yandan Al Hiyari’nin özgün vizyonuyla doğal taşta geometrik soyut formların yer aldığı bir mimari. Modern dünyaya uygun ama Arap dünyasının yüzyıllardır süregelen yaşam geleneklerini de sürdüren, sosyal ve çevresel gerçekten yola çıkan bu mimaride ana eleman doğal taş. Bu, insanların geçmişte buralarda nasıl yaşadığının takdiri ve gelecekte nasıl birbirleriyle ve doğayla barış içinde yaşabileceğinin öngörüsüyle ortaya çıkan bir kent mimarisi... and man. Here stone’s organic qualities are maximized as both surface and structure. Combined with a use of local, nomadic tent architecture, Al Hiyari is able to produce an autochthonous architecture tied to the rural desert setting but in a design strategy that abstracts these into a new architectural language. This abstract autochthonous architecture is highly specific to ways of living in the desert environment but uses geometric abstract forms in stone that are Al Hiyari’s unique vision. Stone becomes the central element in an architecture that is driven from the social and environmental rea ƗG