YAPININ
SILÜETI,
ORGANIK
BIR ÇIZGI
OLUŞTURUYOR.
THE OUTLINE
OF THE
STRUCTURE
FORMS AN
ORGANIC
SHAPE.
etkileyici yaşam alanları meydana getiriyor. Bu stratejiyi yine kırsal
alanda yer alan iki projede daha görmek mümkün: Ürdün, Wadi Rum’da
tasarlanan Najwa Resort (2007) ve Abu Dabi’de bulunan Al Wathba
Resort (2008). Bu yapıların kaba, topografik formları doğa ve insan
arasındaki çizgiyi flulaştırıyor. Hem yüzey, hem de yapıda doğal taşın
organik özellikleri azami ölçüde değerlendiriliyor. Yerel, göçebe çadır
mimarisinin kullanımıyla birleştirerek, Al Hiyari kırsal çöl ortamına
ilişkilendirilmiş otokton bir mimari üretmeyi başarıyor, ama bunları
yeni bir mimari lisana soyutlayan bir tasarım stratejisi ile... Bu soyut
otokton mimari çöl ortamının yaşam biçimlerine özgü ama öte yandan
Al Hiyari’nin özgün vizyonuyla doğal taşta geometrik soyut formların
yer aldığı bir mimari. Modern dünyaya uygun ama Arap dünyasının
yüzyıllardır süregelen yaşam geleneklerini de sürdüren, sosyal ve
çevresel gerçekten yola çıkan bu mimaride ana eleman doğal taş. Bu,
insanların geçmişte buralarda nasıl yaşadığının takdiri ve gelecekte nasıl
birbirleriyle ve doğayla barış içinde yaşabileceğinin öngörüsüyle ortaya
çıkan bir kent mimarisi...
and man. Here stone’s organic qualities are maximized
as both surface and structure. Combined with a use
of local, nomadic tent architecture, Al Hiyari is able to
produce an autochthonous architecture tied to the rural
desert setting but in a design strategy that abstracts
these into a new architectural language. This abstract
autochthonous architecture is highly specific to ways
of living in the desert environment but uses geometric
abstract forms in stone that are Al Hiyari’s unique vision.
Stone becomes the central element in an architecture
that is driven from the social and environmental rea ƗG