My first Magazine Gözde Hatıralar | Page 8

Sabahın ilk ışıkları ile gelen hasta; - İyi günler, ben karşı hastanede muayene olacağım, daha 2 saatim var, bu süre içinde gözlük bakmak istiyorum. - Tabi efendim, buyurun birlikte göz atalım. Ardından tam 2 saatlik gözlük deneme maratonu, muayene saati gelir ve hastaneye gider. Muayeneden sonra gelip sanki daha önce hiç bakmamış gibi tekrardan tüm gözlükler elden geçirilir ve bir adet gözlük beğenilir. - Buyurun efendim şöyle geçelim, cam ve fiyat bilgilerini vereyim. - Fiyat mı? Bunları kurumdan istiyorum. - Efendim kurum size 37 TL ödeme yapıyor, ancak bu çerçeve fiyatı farklı, aradaki farkı sizin ödemeniz gerekiyor. _ İstemiyorum, sen bana kurumun verdiğini ver. - Efendim 37 TL’ye alabileceğiniz bir çerçeve yok, ama biraz fark vererek alabileceğiniz daha uygun çerçeve bakabiliriz. Takdir edersiniz ki, lokantada bir öğün yediğiniz yemek ücreti ile iki hatta daha uzun yıllar kullanacağınız bir gözlüğün, aynı fiyatta olmasını bekleyemeyiz değil mi? Ve beklenen cümle hastamızın ağzından çıkar; - Benim kayınım 5 Kuruş vermeden almış ve üç yıldır kullanıyor en iyisi ben ona sorayım. Der ve gider. Gün yarı olmuştur ve enerjimizin bir çok kısmı bu olayla tükenmiştir. Tam bu sırada bir beyefendi gelir ve elindeki paramparça gözlüğü elime tutuşturur; - Ben bu gözlüğü sizden aldım durup dururken bu hale geldi. Der, der ama kontrol ettiğimizde gözlük 3 sene önce alınmıştır; - Efendim bunun garanti süresi dolmuş, ama uygun bir fiyatla camınızı başka çerçeveye aktarabiliriz. - Ya zaten aldığımda sıkıntı vardı, benim zamanım olmuyor getirmeye. Sen onu yaptır, ben gelir alırım. Der, çıkar gider! Tam üç yıldır zaman bulamamıştır gözlüğü getirmeye. Tabi bunun gibi bir kaç olay daha yaşanır o gün. Bunları kısa kısa anlattım çünkü asıl anlatmak istediğim hikaye farklıdır. Yoksa biz severiz mesleğimizi ve insanlarımızı. Şikayet değildir bu anlattık- larım, o günün yaşanmış sadece bir kaç olayıdır. Akşam saatlerinde bir amca gelir. Ben diyeyim 75, siz deyin 80 yaşlarında, biraz beli bükük ama dinç. Bir elinde lens reçetesi, bir elinde baston, reçeteyi uzatır bana; Sayfa 7