MOMENT-EXPO - 134 - WEB - TR MOMENT 134 - WEB - TR | Page 67

YAPISAL REFORMLAR KÂĞIT ÜZERİNDE KALMAMALI! ve kurumsallaşan karar mekanizmalarıdır.” Yabancı sermaye gelmeden Türkiye’nin toparlanması- nın çok daha zor olduğunu belirten Prof. Dr. Acemoğlu, “Bunun için de onlara yar- gının çalıştığını, belirsizliğin ortadan kalktığını, para poli- tikalarının daha rasyonel hale geldiğini gösteren adımlar atmamız gerekiyor. Kendi sermayemiz için de aynısını yapmak gerekli” diyerek siyasi ve sosyal reformların öneminin altını çiziyor. PEKİ, EKONOMİDE REFORM? Siyasi ve sosyal reformların uygulamaya geçmesiyle etkinliği artacak ekonomik reformların ana başlıklarını, yine Dr. Mahfi Eğilmez’den alıntı yaparak paylaşmak istiyorum: “Büyümenin ithalâta bağımlı yapıdan kurtarılması ve cari açığın düşürülmesi için iç tasarrufları arttırmak veya üretimin ithalâta dayalı yapı- sını yerli girdilere yöneltmek gerekli. Türkiye’nin teşvik sistemini baştan aşağıya yeniden kurması, cari açığı düşürmeye yönelik bir teşvik sistemine geçilmesi önemli bir adım olarak bizi bekliyor. Bütçe gelirlerinin konjonk- türel etkilerden mümkün olduğunca arındırılması ko- nusunda atılması gereken ilk adım ise vergi sisteminin KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilere dayalı olmaktan çıkarılması- dır. Vergi sisteminin, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi dolaylı vergilerle gelir ve kurumlar vergisi gibi dolaysız vergiler arasında dengeli ağırlıkları içeren bir yapıya dönüştürül- mesi gerekiyor. Diğer yandan, sosyal güven- lik ve sağlık reformunda da maliyete dayalı bir sistemi hayata geçirmemiz gerekli. Aksi takdirde bir süre sonra bütçe bu yükü taşıyamayacak hale gelebilir. Enerji faturasının azaltılması için gerekli tasarruf önlem- lerinin alınması konusunda da güneş ve rüzgâr enerjisi, biyoenerji alanlarında yoğun- laşmanın yanı sıra nükleer enerjiyi de planlarımızın içinde tutmamız ve bu yolda adımlar atmamız gerekli görünüyor. Sektörel reformlara gelirsek; reel sektörün ciddi anlamda bir yapısal dönüşüme sokul- ması gerekli. İthalata olan ba- ğımlılığın azaltılarak, ihracata yönelik daha yüksek katma değerli ürünlere yönelmemiz gerekiyor. Tarım sektörü son dönemde ciddi ivme kaybı yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Bu ivme kaybı köyden kente göçü de neredeyse sürekli hale getiriyor. O nedenle tarım sektörünü baştan aşağı ele alacak yeni düzenlemele- re ihtiyaç var. Turizm sektörü önemli bir ivme kazansa da turist başına geliri arttırmak için Türkiye’nin daha kullanılma- mış kaynaklarını da kulla- narak gidebileceği çok yolu bulunuyor. Kurumsal reformlarda ise Merkez Bankası ve diğer bağımsız kurumların ger- çek anlamda bağımsız hale getirilmesi için yasalarında gerekli güçlendirici düzenle- melerin yapılması gerekiyor. Küresel krizle birlikte yaşanan likidite bolluğu, dış finans- mana erişimimizi inanılma- yacak kadar kolaylaştırdı. O fırsattan yararlanıp yapısal reformları yapacak yerde tam tersini yaparak sistemi daha da ağırlaştırdık. Artık likidi- tenin daralmaya başladığı bir dönemin içindeyiz, dolayısıy- la bu reformları yapmak ne yazık ki artık daha zor. Ne var ki bunları yapmazsak, şimdi- ye kadar iyi kötü bulabildiği- miz dış finansmanı bulmamız, kurları istikrarlı tutmamız ve enflasyonu düşürmemiz zorlaşacak.” Umarım yaşadığımız sıkıntılı günlerden gerekli dersleri alarak, ülke olarak el ele vere- rek ve bugünden itibaren çok çalışarak ülkemizi hak ettiği yerlere getireceğiz. Yapısal reformlara hızlı ve kararlı bir şekilde başlayarak, ülkemiz için yeniden güçlü bir hikâye yazılmasını sağlayabiliriz. Bu da bizi özlediğimiz günlere kavuşturacaktır. “YAPISAL REFORMLARIN NITELIĞI VE KAPSAMI ÜLKELERIN DURUMUNA GÖRE FARKLILIK GÖSTERIR. TÜRKIYE GIBI YAPISAL REFORMLAR EKONOMIYLE SINIRLI KALAMAZ, SISTEMIN TÜMÜNÜ KAPSAMAK ZORUNDADIR.” 65 • TEMMUZ 2019