Modern Dergi Temmuz 2014 | Page 28

OLİMPOS GEZERKEN Olympos'u ve çevresindeki gezilecek yerleri en iyi şekilde değerlendirmek için, en azından 1 kere yol üzerinde bulunan tur acentalarına şans vermeniz gerek. Çünkü bilgili tur rehberleri size mekanların mitolojik önemini, antik yerleşimin ve binaların hikayesini anlatarak sizi o yıllara götürecek. Yanartaş, bu mekanlardan en bilineni. Efsaneye göre Argos Kralı'nın oğlu olan Bellerophontes, bir av partisi sırasında erkek kardeşini kazayla öldürdüğü için babası tarafından kovulmuştur. Ege Denizi'ni geçerek Olympos'a ulaşan Bellerophontes, kendisine yeni bir hayat kurar. Bölgedeki krallarından birinin yanında hizmetkâr olarak işe başlar. Kraliçe bu yakışıklı, soylu delikanlıya âşık olur ve duygularını dile getirir, ancak gururlu bir genç olan Bellerophontes, kraliçeyi reddeder! Kraliçe küplere biner, ve ardından krala bu genç delikanlının kendisine zorla sahip olmaya çalıştığını söyler. Kral öfkelenir; bununla beraber Bellerophontes'i öldürmeye yanaşmaz. Huzuruna çağırıp bir mektup verir ve kayınpederine götürmesini emreder. Mektupta delikanlıyı derhal öldürmesi yazılıdır. Kraliçe'nin babası onu bir süre konuk eder ve ona Tahtalı Dağı'nda yaşayan Khimaria'yı öldürmeyi emreder; çünkü canavarın onu yeneceğinden kesin olarak emindir. Bunu bilen Bellerophontes, savaş ve strateji Tanrısı olan Athena'dan yardım ister. Athena, ona kanatlı at Pegasus'u gönderir. Bunun üzerine Bellerophontes Tahtalı Dağı'na başı aslan, ortası keçi, kuyruğu ise yılan olan ve ağzından ateş üfleyen Khimara'yı öldürmeye gider. Khimara Pegasus'un sırtında uçan Bellerophontes'u bir türlü yakalayamaz. Bunu fırsat bilen Bellerophontes, Khimara'nın ağzından içeriye okla saldırarak onu öldürür, ancak midesindeki ateşi söndürmeyi başaramaz ve bu ateş günümüzde hâlâ kar kış demeden yanmaktadır. Bu ateşin aynı zamanda Olimpiyat oyunlarının ilk ateşi olduğu da söylenmektedir. Burada her mekanın ayrı bir hikayesi var ve keşfetmenizi bekliyorlar. Olympos şehir hayatından ve havuzlu, açık büfeli kocaman otellerden sıkılanlar için mükemmel bir yer. Olympos'un taş sahiline tepelerin ve keskin yamaçların arasından uzanan toprak bir yolu takip ederek ulaşmak mümkün. Yolun son bölümünde artık Müze kartlarınızı alıp antik kalıntıları, soğuk su kaynaklarını ve denizi keşfetmek tamamen size kalmış. Lahitleri, kutsal yapıları ve mütevazi tiyatroyu kaçırmamak için yol üzerinde levhala bulunmakta. Antik Lidya'nın en önemli liman kentidir Olympos, MÖ 80'de Eudemos isimli Kilikyalı bir korsan tarafından ele geçirilmiştir. Kaptan Eudemos'un mezarı, yamacın alt bölümünde bulunan iki büyük lahit mezardan biridir. Mezarın üzerinde direksiz ve küreksiz bir gemi kabartması vardır ve şu satırlar yazar: "Son limana girdi çıkmamak üzere, Çünkü, ne rüzgârdan, ne de gün ışığından medet var artık. Işık taşıyan şafağı terk ettikten sonra kaptan Eudemos, Oraya gömüldü gün misali kısa ömürlü gemisi, kırılmış bir dalga gibi." Kaptan Eudemos'tan sonra "Tanrılar Şehri; Olympos" 78 yılında Romalılar tarafından alınmış, sonrasında ise Haçlı seferleri döneminde Selçuklu topraklarına katılmıştır.