Modern Dergi Eylül 2014 | Page 21

PAMUKKALE’NİN HİKAYESİ GEZERKEN Travertenler 30-90 derece akan kaynak suyundaki kireç tortusunun birikmesiyle oluşan ve pamuktan havuzlar gibi görünen bir doğal güzellik. Pamukkale'ye gitmeden önce aklınızda “Acaba yüzülüyor mu? Mayomu giysem mi?” gibi sorular olacaktır. Evet, Pamukkale'de suya girmek mümkün. Mayonuzu giymenizi öneriyoruz, çünkü bu doğal güzellik sizi içine çekecek. Travertenler haricinde yüzmek için Kleopatra Havuzu'nu tercih edebilirsiniz. Kleopatra'nın girdiği rivayet edilen bu havuz mutlaka görmeniz gerekenler arasında. Ayrıca travertenlerin haricinde yapay oluşturulmuş havuzlar ve parklar da bulunmakta, buralar nispeten daha az kalabalık olduğundan eşinizle romantik bir gün batımını seyri için buraları öneriyoruz. Pamukkale aklımızda travertenleriyle canlansa da, travertenlerin hemen yanına kurulmuş Hierapolis Antik Kenti'ni es geçmek olmaz. Doğanın içindeki bu cenneteki gezinize uzun bir yürüyüşü de eklemek isterseniz antik dönemden kalma lahitler, sütunlar, kapılar, ve sokaklar sizi bekliyor. Bergama Kralı 2. Eumenus tarafından kurulan ve UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Hierapolis Antik Kenti, ismini Amazonlar Kraliçesi Hiera'dan almış. Bu hayranlık uyandıran doğal güzellik için yine antik mitler ve hikayeler bulunmakta. Bunlardan birisi ise şöyle; Eşsiz güzellikteki çoban Endymion, sürüsünün ortasında uyurken Ay tanrıçası Selene, işte bu alanda ona doğru inmiş. Çoban, Selene ile beraberliklerinin mutluluğu ile ineklerini sağmayı unuttuğundan, bol miktardaki sütleri etrafa dökülüp yayılmış. Yerdeki süt, uzaktan bakılınca, hala, döküldüğü yerde durmakta ve bu manzara insanları hayal alemine götürmektedir. Fakat biraz yaklaşınca, bunun akmakta olan ancak birdenbire soğuğa yakalanıp donan bir su olduğu düşünülür. Tamamen yanına gidince ise bunun bir hayal olduğu, görünen şeyin bir taş tabakasından başka bir şey olmadığı anlaşılır. İşte bu tabaka eşsiz travertenlerdir.