MESNEVİ GÜNEŞİ | Page 88

suretleridirler . Bizler dahi , eğer anne ve babamızın birbirlerine karşı sevgileri ve muhabbetleri olmamış olsaydı , suret haline gelemezdik . Ama ne yazık ki , evlerde sevgi dolu , temiz muhabbetler olmadığı için ve hep dünyevi muhabbetler yapıldığı için toplumun yüzleri hep asıktır . Eğer insan toplumuna sevgi tohumu atılmış olsaydı hepsinin yüzleri güler olacaktı , çünkü sevgi insanın içindeki güneşe benzer . Nasıl ki dünyamız güneş olmadan bir işe yaramazsa , insan da sevgisiz bir işe yaramaz .
“ Kibriya güneşinin şuasından mahrum ve ışıksız olan gönül evi , Yahudilerin canı gibi dar ve karanlıktır ; muhabbet ihsan eden Allah ’ nın zevkinden mahrumdur . Ne güneşin o gönüle ışığı parlar , ne o gönlün sahası genişler , ne kapısı açılır . Sana böyle bir gönülden mezar yeğdir . Gönül mezarından çık artık ! Ey şuh ve neşeli can , dirisin , diri oğlusun . Bu dar gönül mezarında nefesin daralmıyor mu ? Sen vaktin Yusuf ’ usun , gökyüzünün güneşi . Bu çölden , bu zindandan çık yüzünü göster !”
( Mesnevi , II / 3129 )
İşte Cenab-ı Mevlana şöyle buyurur : “ Sevgisiz ve aşksız geçen ömrünü ömür
82