MESNEVİ GÜNEŞİ | Page 143

Hazreti Mevlana diyor ki : “ Zeliha öyle bir hale gelmişti ki , onun gözünde çörekotundan öd ağacına kadar her şeyin adı Yusuf ’ tu . Yusuf ’ un adını başka adlara gizlemişti . Mahremlerine de bu sırrını söylemişti . Mum ateşte yumuşadı , dese , sevgili bize alıştı , yüz verdi , demiş olurdu . Bakın ay doğdu , dese , söğüt dalı yeşerdi , dese , başım ağrıyor , dese , başımın ağrısı geçti iyiyim , dese , bu sözlerinin hep ayrı ayrı manaları vardı . Birini de överse , hakikatte Yusuf ’ u överdi . Birinden şikayet etse , onun ayrılığını söylemiş olurdu . Yüzbinlerce şeyin adını ansa , maksadı da Yusuf ’ tu , dileği de Yusuf ’ tu .” Bizler de burada size ne kadar soru sorsak hep sonunda Mevlana çıkıyor . Ne dersiniz Hasan Dede ?
Bu sorunuza şöyle bir misal vereyim : Derler ki , altı cihette hep O ’ nu görüyorum . Bu altı cihet nedir ? İnsanın altı yönü , yani önü , arkası , sağı , solu , başüstü ve ayakaltı . Aşığa gelince , onun gözleri sevgilisinden başka bir yeri görmez . Nereye dönerse , kiminle konuşursa , sevgilisi onun kalbindedir , her zerresini sarmıştır . Dünya ehliyle konuşur
137