MESNEVİ GÜNEŞİ | Page 138

yaşadığı devirde , bir küpü vardı . O küp ile halkın kumaşlarına renk verirdi . Halk , ona renklendirmesi için gömlek olsun , pantolon olsun , çeşitli elbiselerle gelirlerdi . Renklerin isimlerini de bilmedikleri için , istedikleri renge sahip ya bir çiçek , ya bir eşya parçasını da beraberlerinde getirirlerdi . Hazreti Salih , herkesin kumaşlarını küpe atar ve istedikleri renkte çıkarırdı . Bir gün meraklı biri sordu : “ Ya Salih , senin bu küpünde boyalar hiç birbirlerine karışmıyor mu ?” Hazreti Salih , onu şöyle yanıtladı : “ Benim küpümün rengi tektir , sizler renk istiyorsunuz , ben de sizleri istediğiniz renklere boyuyorum .” Yine biri daha sordu : “ Ya Salih , bütün peygamberlerin yüzleri tebessümlü , özellikle Hazreti İsa çok gülermiş , ama senin yüzün hep asık . Neden ?” Ona da şu cevabı verdi : “ Benim içim hep İsa gibi güler , yüzüm ise sizlere ağlar . Çünkü hiçbiriniz bir arayışa düşmüyorsunuz . Ömürleriniz boşa gidiyor . Gün gelecek kapınız çalınacak , o zaman bin pişman olacaksınız ama iş işten geçmiş olacak .”
“ Allah bana öyle bir ömür verdi ki o ömrün bir gününün kıymetini bile cihanda kimse bilemez . Bense bütün o ömrü , her nefeste zir ve bem perdelerine harç ederek yele verdim . Ah ! Arap ve Acem tarzını anmaktan , Irak
132