Maraş'ın 22 Şubat 1919'da İngilizler tarafından işgali, onların aynı sene
sonbaharında yerlerini Fransızlara bırakmaları üzerine, Ekim ayının son on günü içinde
Fransızların, Ermenilerle birlikte Maraş'ı işgali Anadolu'da tam bir milli birlik ve
dayanışma örneğinin yaratılmasına sebep olmuş, bu emsalsiz mücadelede kadın-
erkek, genç ihtiyar güç ve kader birliği yapmış, her tehlikeye göğüs germişlerdir. Maraş
müdafaasına katılan ve Fransızların Sehri terk ederek Antep istikametine çekilmesini
sağlayan kahraman kadınlarımızdan bir kaçı pek meşhurdur. Bunlardan birisi Maraş'ın
Kayabaşı (veya: Kabaili) Mahallesinde oturan Bitlis Defterdarı'nın haremi (eşi) olarak
bilinen adsız bir Türk anasıdır. Şehirde İslâmların masum kanlarının boşuna
akıtılmasına ve bir çok yuvaların, ocakların yıkılıp sönmesine tahammül edemeyerek
evinde açtığı mazgaldan İslam mahallelerine saldıran din düşmanlarına ateş açarak
sekiz düşman askerini öldüren, aynı günün akşamı da erkek elbisesi giyerek silaha
sarılan ve mücahitler adına Mustafa kemal Pasa (Atatürk) tarafından Sivas kadınları
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ne gönderilen bir telgrafta olay anlatılmaktadır.
Senem Avşe 1879'da Adıyaman'ın Suvarlı Nahiyesine bağlı Körtenli Köyünde
doğmuştur, babası Haveydi aşiretinden Yusuf'tur. Annesinin adı da Senem'dir. Küçük
Senem Ayşe yedi yaşına kadar köyünde oturmuş, 1886'da ailece Maraş'a
göçmüşlerdir. Aile, beraberinde Ramazan adlı yeğenini de getirir, bir süre sonrada
Ramazan, Senem Ayşe ile evlendirilir. Bu birleşmeden yedi sene sonra bir erkek çocuk
dünyaya gelir, adını Ökkeş kovarlar.
Maraş, 22 Şubat 1919'da İngilizler. Ekim 1919'da da Fransızlar tarafından işgal edilir.
Fransız kumandanı General Querette 13 Aralık 1919'da şehirde yönetime el koyar. Ulu
Cami'nin kapısına bir beyanname astırarak göreve başladığını bildirir, "Osmanlı
ülkesindeki kanunlara uyacağız ve hürmet ettireceğiz" vaadinde de bulunur. Fakat,
Fransız işgal kuvvetlerinin, yardakçıları Ermenilerin desteğinde yapmadıkları zulüm ve
çapulculuk yoktur. Ayrıca General Querette " niçin taşıdığını bile tahkike lüzum
görmeksizin üzerinde bir rovelver çıkan bir adam bila sual (sorulmaksızın) kurşuna
dizilecektir. Bir kargaşalık zuhurunda telef olacak (ölecek) veya yaralanacak bir
Fransıza mukabil yerliden iki adam kurşuna dizilecek, bunlar kura ile intihab edilecek"
gibi emirler de yayınlatır. Maraşlılar artık kadın - erkek demeden can, mal, namus ve
aile fertlerini koruma davasının peşine düşmüşlerdir. Kendilerinin en büyük destekçisi
de Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşa'dır. Maraş'ın Kümbet Mahallesinde
oturan Senem Ayşe'nin eşi Ramazan da Haveydi aşireti mensuplarını mahallesi ve
ailesi efradını toplar. Ermenilere ve Fransızlara karşı çete harbine başlar. Senem Ayşe
de bazen evde yemek yapar, bazen de yaralıların tedavisine koşar, onlara şifa
vermeye çalışır. Ramazan mücadedelesinin beşinci günü, bir sokak çalışmasında
Ermeniler tarafından alnından vurularak şahadet şerbetini içer. Onun çetesi
mensuplarından birisi koşarak evine gelir, Senem Ayşe'ye "Bacı Ramazan Ağa şehit
oldu" kara haberini verir. Senem Ayşe evde bulunan fişeklikleri kaptığı gibi, kocası
Ramazanın başucuna gelir. Ona sarılır, akan kanlarını yüzüne sürer, kocasının
mavzerini aldığı gibi, seviniç çığlıkları atan Ermenilere basar kurşunu, sonra çete ile
birlikte savaşa devam eder. bir gün cephaneleri tükenir, Haznedarlı semtinde çadır
kuran Mustafa Kemal Paşa'nın kumandanı Kılıç Ali Paşanın huzuruna çıkar, ondan
silah ve cephane ister, kılıç Ali Paşa "Bacı, sen evine git, biz erkekler savaşırız"
mukabelesinde bulunur. Senem Ayşe'nin ısrarı üzerine, kendisine bir bedel gösterirler,
kahraman kadın onu tam on ikiden vurur, kılıç Ali Paşa hayretler içinde kalır Bacı'ya
gereken her şeyin verilmesi emrini verir, bol cephane ile evine dönen Senem Ayşe.