Muhacir kılığına giren Kara Fatma ve arkadaşları tirenle İzmite geldi. Buradan Bahçecik-Servetiye yoluyla Paşaköye
geçerek karargâhını kurdu. Bölgedeki teşkilatlanma çalışmalarını hızlandıran Kara Fatma ve arkadaşları, bir yandan da
çevredeki çetelerle mücadele etti.
İşgal dönemin de yayınlanmış olan bazı gazeteler, Kara Fatmanın İzmitteki faaliyetleriyle ilgili önemli bilgiler vermektedir.
Özellikle İstikbal ve Tevhid-i Efkar gazetelerinde Kara Fatma ile ilgili çeşitli haberlere rastlanılmaktadır. Mesela İstikbal
Gazetesi muhabiri, Kara Fatma ile 1922 yılında görüşmüş, bu görüşme sırasında edindiği izlenimlere köşesinde şu şekilde
yer verilmiştir:
Bir gün İzmit civarında Davulcular Ormanından Arpalık Köyüne doğru yorgun argın beş kişi iniyordu. Bunlardan üçü
erkek, biri küçük bir kızdı. Köye indikleri zaman, köylüler bu garipleri biraz tuhaf karşıladılar. Garipler Karamürsel
Muhacirlerinden olduklarını söylüyorlar, iş arıyorlardı. Uzun pazarlıklardan sonra dört çoban, Kasıma kadar yirmi liraya
çalışmaya razı oldular. Ertesi gün, yamaçlara doğru sığırları süren dört çoban gayet neşeli idiler. Üç-dört gün sonra, dört
çoban sığırları Gülbahçe Deresinin etrafındaki yamaçlara salmışlar, oturuyorlardı. Bu sırada uzaktan iki silahlı belirdi. Az
sonra yanlarına geldiler. Bunlar Gülbahçe, Orhaniye, Arpalık, Mecidiye köylerindeki Ermeni Jandarmalarındandı. Dört
fakir çobana şüphe ile baktılar;onlara kim olduklarını sundular. Arpalıkın çobanlarıyız cevabı şüphelerini izale edemedi.
O akşam Arpalık Ormanına doğru dört çoban ellerinde iki tüfekle dönüyorlardı. Bunlar Kara Fatma ile oğlu Seyfeddin
ve iki kardeşi idi.
Ertesi gün, kaç zamandır Davulcular Ormanında gizlenmiş olan yüzeli kişilik çetesinin başına geçen Kara Fatma,
Gülbahçe, Orhaniye, Arpalık, Mecidiye köylerinin imam ve muhtarlarını orman celbetttirdi, onlara; Ben Kara Fatmayım,
Ermeni jandarmalarının sizden her ay aldıkları iki yüzer lirayı bundan sonra vermeyeceksiniz. Sizin ırzınızı, namusunuzu ben
bekleyeceğim dedi.
Köylüler memnun döndüler. Kara Fatma artık kendini meydana vurmuştu. Bir taraftan Sapanca havalisindeki () Bey
vasıtasıyla silah satın alıyor, bir taraftan civar köylerden gelen delikanlıları çetesine yazıyordu. Az zamanda mevcudu 480
kişiyi bulmuştu (Tansel, 2001, s.43).
Basında Kara Fatma
Tevhid-i Efkar Gazetesi muhabiri de Kara Fatma ile görüşmüş (1922), yapılan bu görüşme sonrasında şu bilgileri
aktarmıştır:
Fatma Seher Hanım, çeşitli muharebelerde erkeklerden daha büyük hizmetler ifa etmiş, düşman karşısında bir dişi arsan
gibi çarpışmıştır.
Onu geçen kış İzmitte gördüm. Ne olursa olsun böyle pür silah omuzdan aşağı fişeklere sarılı, belinde uzun kaması ve
tabancasıyla bir Anadolulu kadın. İlk defa görünce insana önce derin bir hayret hissi geliyor, sonra bu hayret yavaş yavaş
bir kahraman karşısında duyulan hürmet ve tazim hislerine karışıyor ve insan ne büyük bir milletin evladı olduğunu o
zaman anlıyor, gurur ve iftihar duyuyor
Kara Fatma ve Çocukları: Kızı Fatma, Oğlu Seyfeddin
Kara Fatma İzmitte savaşmaya başladığı zaman kızı Fatma, oğlu Seyfeddin ve iki kardeşi yanında idi. Özellikle kızı Fatma
ve oğlu Seyfeddinin İzmitte Rum çetecilere karşı verilen mücadelede önemli gayretleri vardır. Hatta kızı Fatma, bir
mücadele sırasında koluna isabet eden şarapnel nedeniyle sağ elini kaybetmiştir.
Fatma Seher Hanım çocuklarıyla ilgili şu bilgileri vermektedir.
- Bu kız da deli midir, nedir bilmem şimdiye kadar yanımdan hiç ayrılmadı. Onu ekseriya İzmitte bırakıyordum, fakat
durmuyor, neferlerin peşine takılarak tâ siperlere kadar geliyordu. Kaç defa harb ederken bana ve askerlerime
mataralarla su taşımıştır. Bu çarpışmada zavallı kız sağ elini kaybetti. Şimdi İzmittedir diyor.
Fatma Hanım bu defa izinli olarak Ankaraya geldiğinde kızı bir mektup yazdırarak ona göndermiş, mektubunda
kendisinden küçük bir tabanca isteyerek, Sağ elim yok ama, sol elle pek güzel atıyorum anne! diye yazmış. İzmitte,
Yakın Şark Yardım Heyeti Reisi bir gün kendisinden bir fotoğrafını çıkarmaları için müsaâde talep etmiş. Fatma Hanım tabiî
müsaâde etmiş. Fotoğrafı alındıktan sonra Amerikalı kendisinden bu hediyesine mukabil ne hediye edilirse memnun
olacağını sormuş. Fatma Hanım,
Hani onbeşli İngiliz filintaları vardır demiş. Onlardan bulamadım, hediye edersiniz, nihayetsiz derecede makbule