Ma première publication PersPective39-Yuksek | Page 84

f fenêtre

Önsöz Sığlık ve Şerif

Berat Erbaş berbas @ gsuik . co
Tolga Kırkalı tkirkali @ gsuik . co
80
nce bir gitar teli çıngırdaması vardı . Bundan kısa bir süre sonra bu kitabı yazdım . Kitaptan sonra ikinci bir çıngırdama olmadı . Demek ki bu sessizlik içinde kavrulmaktı bu kitabın naçizane alınyazısı . O sessizlik ki bir pervane gibi ışıldar özgürlüğümde ve yok olmaya yadsınırken en namiyane görünüşünden aslanağzı bir papyon beliriverir huzurlarımıza . Fuzuli der ki ne demez . Pardon iki cümle önce amiyane olacaktı , benim hatam . Sürç-ü lisan ettiysem gaffola .
Ben düzgün eğitim almadım , beni eğitemediler . Çok daha fazlasını yapabilirdim ama kitap yazmayı seçtim . Her şeyden önce söyleyeyim : bu işte para yok . Bulan varsa vergi kaçırıyordur . Hayır , kompleksli değilim . Sadece bazı insanların “ ırkçı ” ve “ utanmaz arlanmaz ” diye tabir ettiği insanlardanım . Bana kompleksli diyecek olursanız kendimi şu şekil savunabilirim : kompleksli değilim , benimki özgüvensizlik .
Eeeey okur ! Sen ki büyüğünden küçüğüne bütün İskenderleri okumuş yutmuş , sen ki Aliler ’ i , Oğuzlar ’ ı , Fatmalar ’ ı , Ayşeler ’ i ( Bu isimler bir çocuğun 23 Nisan şiirini okuma tonlamasıyla okunmalıdır -ama okuldaki o okurken ağlayan bir çocuk var ya , o değil ondan hemen önce çıkan biraz daha kötü okuyan çocuk gibi- ) okudun da beni neden okumadın ?
Artık beni okur musun ?
Artık beni okur musun ? Sana yetebilmem için benden ne istiyorsun ?
Göz yaşlarımla bezediğim bu kağıtları bir inci tanesi gibi sakla koyununda . O yumak yumak beyazlıkta yatan pireler pire pire pireler . Öyle ki bir dalganın Kadıköy vapurunda yanından geçtiğin ama ne olduğunu anlamadığın deniz fenerivari şeye çarpmasıyla oluşan köpürtü gibi adeta o yünler gölü . Velev ki
göl değil deniz . Koyuna dönecek olursak eşek gözlü bir koyundu . Mavi mi , yeşil mi , sarı mı mor muydu gözleri ? Alper Tunga ölmüş müydü ? Peki ya koyun , ona ne olmuştu ? Biri bana cevap versin ? Jake ! İyi misin kadim dostum ? Dert yoldaşım ? Kadim dağlarda zıpır zıpır zıplayan , kıpır kıpır kıplayan telpik dostum . Bunu görürsen bana yaz olur mu ? Betty Teyze seni çok özledi .
Sıradaki paragraf tipimiz Bolu ’ dan geliyor . Bu paragrafta kendinden emin bilakis tekinsiz testereler tekerlerler . Bu çerçevede tirat atmak gerekirse : Uzaklarda bana koşan sevecen belki unutkan belki de bilinmeyen insanlar var o insanları unutmuş olmak işte beni biraz kırıyor bu dünyada bu kırgınlığımı temizleyecek bu eksikliğimi tükürüp yeni eksikler yaratacak bir insan lazım ama yok bulamıyorum gelmiyor sadece ben ben ve bu naçizane bu akılalmaz kalemim biriz adeta yalnızlığımızı alıyoruz birbirimizden ama özümüzde bir farkımız yok o rahatsızlık hissi belki de birbirimizden kaçınarak yarınları görmek için bir umut alıyoruz ay , ay ay bir de meksikalı olmasa daha da çekilir olacak belki bitti mi unutkanlığımı bana hatırlatan bana beni unutturan bir bense benden içeri olan bu kalem pankreasımı delmeye yüz tutmuş o sivri irkiltiler mi benim aklımı caydıran … Hangi caydıran ? Tavşan kanı …
Bir kitabın önsözünde yer almasını en doğru bulduğum