Ma première publication PersPective39-Yuksek | Page 83

üzerinden oy veriyor olması da herkesi sistemin içinde yer alan bir köle yaparken aynı zamanda kişiye efendi rolünü de tanıyor . Bu yüzden de sistemin oluşturmaya çalıştırdığı samimiyetin aksine insanların arasındaki iletişim yine yüzeysel ve yapay olarak kalıyor . Bölümün sonlarına doğru ana karakter belirlenen toplumsal davranışlar bütününde davranmadığından , insanlar tarafından düşük oy alır ve böylece sosyal medyadaki puanı düşer . Topluluk içinde bağırmış olması ve insanların duymak istediklerinin yerine gerçekleri , hiçbir baskı altında kalmadan , söylemiş oluşu onun sonunu hazırlar . Toplum tarafından ötekileştirilmesi , sonunda kendini kaybetmesine neden olur . Çin toplumunda da böyle bir projenin ele alınıyor oluşu vatandaşların sıkı bir gözetim altında olmasına ve sosyal bir baskı ortamının oluşmasına neden olacaktır . Çin hükümeti bu durumun devlet işleyişinin daha kolay sürdürülebileceğini ve insanların daha kolay bir şekilde denetim altında tutulabileceğini iddia etmiş , sistemin gerekliliğini savunmuştur . Daha hayata geçirilmemiş bu projeye karşın gelecekte yaşanacaklar ve doğacak sonuçlar ise Black Mirror ’ ın “ Nosedive ” bölümü öngörülerek çarpıcı bir şekilde insanlığa sunulmuştur .
Bu öngörünün yanında , yapılan her bir teknolojik gelişme ile sahip olduğumuz özgürlüğün gittikçe azaldığını gözler önüne sermiştir . “ Hated in the Nation ” bölümünde soyu tükenmekte olan arıların yerine geliştirilen drone arılar sayesinde ekosistemdeki döngü devam ettirilmeye çalışılmıştır . Bu arılar görsel sensörleri sayesinde polenleri bulma yeteneklerini geliştirmişlerdir ve tamamen otonom bir şekilde hareket etmektedirler . Bölüm sonunda
Özgürlüğümüzün bizden çok , bizi yönetenlere bağlı olduğunun da altını çizmiştir .
devletin drone arı projesine izin vermesinin gerçek nedeni birtakım olaylar silsilesi ile anlaşılmıştır . Projenin geliştirilmesinin asıl amacı ölen arıların yerlerini doldurmaktan ziyade / çok devlete istihbarat sağlamaktır . Bu arılar , yapay zekaları sayesinde insanları tarayarak ve olup bitenleri kayıt altına alarak devlete veri akışı sağlamak için görevlendirilmişlerdir . İnsanlar mutlak bir gözetim altında tutulmuş ve insanların toplum içindeki her bir hareketi bu arılar sayesinde kayıt
altına alınmıştır . Bu şekilde , yaşadığımız toplumda , gelişen teknolojiyi aslında sorgulamak gerektiğini yeniden bizlere hatırlatmıştır . Özgürlüğümüzün bizden çok , bizi yönetenlere bağlı olduğunun da altını çizmiştir .
Benzer konunun irdelendiği bir diğer bölüm de “ Men in the nation ” bölümüdür . Askerlere “ maske sistemi ” adı altında bir implant takılmış , bu implantın askeri becerileri geliştirildiği savunulmuştur . İnsanlara zarar verdiği gerekçesiyle öldürülmesi gereken ve “ böcek ” adı verilen varlıklarla , ordu her zaman bir mücadele içindedir . Askerlerin bakış açısından bu böcekler birer canavardır ; devletin ve vatandaşın düşmanı , huzuru bozan yaratıktırlar . Bölümün sonunda ise bu böceklerin aslında gözüktüğü gibi canavar değil , insan olduğu anlaşılır .
Devlet , kendisine karşıt olanların elimine edilmesi için askerlerin algılarıyla oynamış , implantlar sayesinde hedefin canavar olarak görülmesini sağlamıştır . Bu yüzdendir ki Black Mirror bize özgürlüğümüz kadar aslında algımızın ve görüşlerimizin de bir başkasına bağlı olduğu mesajını ulaştırmıştır .
Verilen bu mesajların hepsi aslında buzdağının görünen yüzüdür . Diziyi izledikçe ve distopyayı kavradıkça görünmeyen kısmı ile karşılamaya başlayacaktır insan . Buzdağının derinliğini kavrayınca da olması gerekenin geleceği öngören bir diziden ders çıkarmaya çalışmak olduğunu fark edecektir . Bu yüzden , bize seslenen sese kulak vermeli ve yolumuza hiçbir şey duymamış gibi devam etmemeliyiz . P
79