Ma première publication PersPective39-Yuksek | Page 75

Diğer görüşe göre iktidarın kaynağı halkın egemenliğine bağlıdır . Bu fikri ilk defa ortaya atan kişi J . J . Rousseau ’ dur . Rousseau ’ nun Toplum Sözleşmesi ’ nde görüldüğü üzere halkın egemenliği iktidar kaynağının temelinde yer almaktadır .
Bu iki görüşün de ortaya çıkma sebebi aslında ideal devlet düzenini tanımlayabilmektir . İdeal bir düzenin olabileceğini öne süren Platon ve Huxley gibi isimlere karşı bunun asla olamayacağını savunan Gorgias ve Protagoras gibi isimler bu konunun tek bir doğrusu olmadığını bize göstermektedir .
Buradan konumuza dönecek olursak Elit Teorisi ilkesinin ana düşüncesi bir toplumdaki azınlığın çoğunluğu yönettiği yönündedir . Bunun sonucunda yönetim şeklinden bağımsız olarak ortada bir yönetim olayı varsa bunun oligarşik olması zorunlu olduğu çıkarımını yapabiliriz ve bu düzendeki yönetici sınıfına seçkin tanımını yapabiliriz .
Pareto ’ nun Açısından
Pareto : “ İnsanlar kısa dönemler dışında hep elitler tarafından yönetilmişlerdir .” der . Onun için insanlığın tarihi , belli seçkinlerin sürekli olarak bir yerlere yerleştirilmesiyle oluşuyor . Pareto ’ ya göre insanları belli bir karakter , kapasite , zeka gibi kıstaslar ile sıralarsak bu hiyerarşinin en üstünde yer alan grup “ elit ” olarak tanımlanıyor .
Pareto elitlerin konumunu yapısını ve değişimini elit olmayanlara göre daha iyi inceleme fırsatı bulmuştur çünkü elitler hakkında eline daha çok tarihi belge geçmiştir . Bu elitlerin kalıcı olmadığını ve zamanla pozisyon değiştirdiklerini aktaran Pareto : “ Ta-
İnsanlığın tarihi , belli seçkinlerin sürekli olarak bir yerlere yerleştirilmesiyle oluşuyor .
rih aristokratların mezarlığıdır ” der ve “ Devletin formu ne olursa olsun , güce sahip kişi o gücü elinde tutabilmek için ve bunu kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilmek için çabalar .” diye devam eder .
Mosca ’ nın Açısından
Mosca da Pareto gibi tarihin her kesiminde ve ( tarihteki ) her toplumda insanların iki sınıfa ayrıldığını söylüyor ; yöneten ve yönetilen kısım . Toplumunu dinlemeyen , onun duyguları hakkında hassas davranmayan ve onların desteğini alamayan iktidarlar sağlıklı bir yönetim anlayışı sergileyemezler .
Mosca için iktidardakilerin mantığı basittir : Kolay ve efektif organize olabilme yeteneğine sahip olmak . Azınlık hep organizedir bu yüzden de çoğunlukla baş edebilir . İktidarın formu da toplumun yapısına ve gelişmişlik düzeyine göre şekillenir . Mosca ’ ya göre tarihe baktığımızda iktidar varlığını ve politikasını haklı çıkarmaya çalışır ve bunu yaparken manevi olguları ve üstünlüğünü kullanarak toplumu manipüle eder . Yani Mosca ’ nın teorisi organize olmuş azınlıkların organize olamamış çoğunluklardan üstünlüğüne dayanıyor .
Toparlayacak olursak , toplum içinde farklılıklar olmak zorundadır çünkü beynini daha iyi kullanabilen kişi karşısındakinden her zaman daha avantajlı bir konum elde edecektir . Böyle bir farklılığın olduğu ortamda en başından beri toplumsal ilerlemeyi ve düzeni kuran insanlar diğerlerinden farklılaşabilen kişilerdi . Bu kişilerin fikirlerinin toplum tarafından kabul görmesiyle aslında Seçkinler Teoreminin temelleri atılmış oldu . Herhangi bir toplumda yön veren bir kişi ya da grupların olması o toplumun düzeni ve devamı için şarttır . Yönetim işini üstlenecek kişinin ise diğerlerinden farklılaşabilmiş ve diğerleri tarafından kabul gören birinin olması gerekir . Böyle bir durumda herkesin eşit olması durumunun ortadan kalkması kaçınılmazdır çünkü insan doğası gereği ondan daha farklı olan ve güçlü olandan etkilenme eğilimindedir .
Bunun sonucu da yönetim konusunda kendi haklarını bir başkasına devretmektir . Buradan anlaşılacağı üzere aslında elit yani seçkin kesim hep var olmuştur .
Genel olarak Mosca ve Pareto ’ dan çıkarabileceğimiz sonuç ise yüzyıldır inandırıldığımız demokrasi sisteminin doğruluğunun , seçkinlerin kendilerini meşru kılmasını sağlayan bir sistemden öteye gitmediğidir .
Seçkinler teoremi , iktidarda kimin ya da kimlerin olması gerektiği konusunda bir görüş sunsa da işlevsel ve uygulanabilir bir plan olamamıştır . Bu teoriler bize tarih boyunca öne sürülen yönetim fikirlerinin zamanına göre şekillendiğini göstermektedir . P
71