Ma première publication PersPective39-Yuksek | Page 66

f fenêtre

4MECRA1AÇMAZ :

Tolga Kırkalı tkirkali @ gsuik . co

Bir açmaz vardı : Madde 22

62

5

yıl önce sıkıntıdan yapılan bir şakanın sonucunda varlığından haberdar olduğum bir kitabın gözümde büyüyüşü takdire şayandı gerçekten . İngilizcesi “ Catch-22 ” olan bu kitabın ismini ilk gördüğümde bir şeyi yakalamakla alakalı olduğunu sanmıştım . Yanıldığımı anlamam 600 sayfa sürdü ve hala beni daha güzel yanıltan bir şey olmadı ( Bulut Atlası filmi yakından takip eden bir ikincidir ). Bu kitap ve sonrasındaki Mike Nichols filmi onu izleyen George Clooney dizisi ve devamında Serkan Keskin tiyatrosu , bir büyük savaşın kazananlarını bir kenara bırakıp bazı kaybedenlerini anlatıyor : askerleri . Bu temanın ne kadar orijinal olmadığını ve bu konuda birçok farklı eserin ortaya çıkarılmış olduğunu söyleyebilirsiniz , haklısınız da ama bu roman , aralarından sıyrılıyor . Çünkü savaşı askerler gözünden kara komediymiş gibi aktarmak , hele ki bu kalitede , fazla eşi benzeri olmayan bir durum .
Joseph Heller , bu romanı yazan deli kardeşimiz , ikinci dünya savaşında Amerika ’ nın İtalya ’ da yaptığı bombardıman uçuşlarında görev yaptı , ne hikmettir ki romandaki ana karakterimiz Yossarian ’ ın yaşadığı ortam ile aynı ortam . Ancak savaş zamanını mutlulukla hatırladığını belirten yazarımıza karşın Yossarian pek bulunduğu ortamdan memnun değil . Herkesin onu öldürmeye çalıştığını düşünüyor . Haklı da : her bombardıman uçuşunda düşmanlar ona ateş ediyor . Yani herkese ateş ediyorlar tabii ki , düşmanlar sonuçta , ama Yossarian ’ a da ateş ediyorlar . Onu öldürmek istedikleri apaçık ortada .
Kitabın belki de en akılda kalan özelliği olayların kronolojik verilmiyor olduğu gibi aynı olayın birkaç defa verildiği
Madde 22 bir açmazdır ; varlığı tamamen bir yalan umut , işleyişiyse sadece bir kısır döngüdür .
anların da bulunmasıyla okuyucunun olayı takip etmesinin oldukça zorlaştırılmış olmasıdır . Ne yazık ki sonrasın-
da gelen adaptasyonlardan yalnız birisi kitabın bu kendine has özelliğini göz önünde bulundurur . Oysa bu özellik de verilmek istenen mesajla bağlantılıdır : Savaş deliliktir . Savaşa maruz kalmak isteyen birisi delirmiştir . Romana ilk maruz kalındığında yazan hiçbir hikâye bir diğeriyle bağlantılı gibi hissettirmez , okura o kargaşayı sunar , tıpkı savaş ortamındaki gibi , okur nereye bakması gerektiğini , neyi hatırlaması gerektiğini şaşırır . İstenen de tam olarak budur .
Savaşın deliliğinden bahsetmişken artık isme değinmenin vakti gelip çatmıştır . 22 numaralı madde , 600 sayfada farklı detaylar elde etmiş olsa da özünde tek bir cümledir : “ Akıl sağlığını yitirmiş bir asker , bombardıman uçuşuna çıkamaz ve derhal evine gönderilir .” Bu madde , Pianosa cephesinde savaşan Yossarian için tek kurtuluş umududur ancak deli raporu almak istediğinde Doktor Daneeka ona bütün gerçekliği tane tane açıklar : “ Eğer deliysen ve eve gitmen gerekiyorsa , deli olduğunu üsse belirtmen gerekiyor . Bunun için de kendin deli olduğunu bilmelisin . Kendisinin deli olduğunun farkında olan bir asker hala tam anlamıyla delirmiş değildir . Dolayısıyla uçuş görevlerine devam etmesi gerekir .” Madde 22 bir açmazdır , varlığı tamamen bir yalan umut işleyişiyse sadece bir kısır döngüdür . Üstelik eve gitmeye çalışmak bir savaş ortamında yapılabilecek en delice olmayan harekettir . Savaşmaya çalışmak daha büyük deliliktir . Ne de olsa “ Savaş deliliktir .”.
Hikâyenin komedi ögelerini dikkate aldığımızdaysa çok daha farklı bir manzarayla karşılaşıyoruz . Kitaptaki espri anlayışı daha çok absürde ve olayların anlamsızlığına dayanıyor , daha Beckettvari denebilir . Yossarian oda arkadaşına