Ma première publication PersPective39-Yuksek | Page 53

girip Nata ’ yı alıp çıkıyor . Siz içeri girin müze gibi olan pastahaneyi gezin ve ardından Nata ’ nızı sipariş edin . Dilerseniz yanında café de Galao ( Portekiz tarzı bir kahve ) içerek kendinizi şımartabilirsiniz .
Haklsınız hepimizin karnı biraz açıktı . O yüzden lafı daha fazla uzatmıyorum ve Lizbon ’ da beni en çok etkileyen ve kesinlikle görülmesini düşündüğüm rüya yerleri sizinle paylaşıyorum . Öncelikle ‘ Lizbon ’ diye Google ’ da arattığınızda karşınıza ilk olarak Ticaret Meydan ’ ı olarak geçen Praça da Comercio ’ nun resimleri çıkacaktır . Buraya gittiğiniz de gerçekten de çok büyük bir meydan ve ortasında da bir anıt göreceksiniz . Fakat benim önerim şarabınızı veya biranızı alıp meydandan aşağı deniz kenarına yürümeniz ve tam denizin üstündeki merdivenlere oturup arkada çalan akustik müziğe
kulak vererek güneşi batırmanız . Ardından sahilden Bairro Alto tarafına doğru yürüyüp şehrin içine dalabilirsiniz . Buralarda ünlü ‘ Pink Street ’ e denk gelmeniz muhtemel . Genelde gençlerin ve turistlerin sabaha kadar eğlendiği sokaklardan biri . Asıl özelliği ise ünlü striptiz kulüplerinin bu sokakta yer alması . Yolunuza devam ettiğinizde biraz yokuş yukarı çıkmanız gerekecek ama buna kesinlikle değecek . Çünkü bir anda kendinizi festival havası olan sokaklardan birinde bulacaksınız . Sıra sıra restoranlar göreceksiniz . Bunlar o ünlü Fado müziğini dinleyebileceğiniz restoranlardan sadece birkaçı . İspanyollar gibi Portekizliler de akşam yemeğini çok geç saatte yiyor ve sonrasında da eğlenceyi çok seviyorlar . Bu sayede sokaklar sabahlara kadar hep cıvıl cıvıl kalıyor .
Nata yemek için Belem tarafına gittiyseniz muhakkak Belem Kulesi ’ nin olduğu
yere yürüyün . İçine girmek için ayrıca para vermenizi tavsiye etmem . Çünkü asıl olay kulenin yanındaki taşlara oturup 25 Nisan Köprüsü ’ nün manzarasını izlemekte . Size biraz da Sintra ’ dan bahsetmek istiyorum . Lizbon ’ a kırk beş dakika uzaklıkta bulunan masal kenti . Masal kenti diyorum çünkü şehrin en tepesinde çizgi filmlerdeki gibi renkli ve devasa bir saray bulunuyor . Ayrıca sosyal medyada karşınıza çıkan diğer bütün turistlik yerler de burada yer alıyor . Castelo dos Mouros , Quinta da Regaleira , Monserrate Palace ve Cabo da Roca Burnu . Aslında baktığınızda bu masal kenti için sadece bir gün yetmez ama size önerim Pena Palace ve Castelo dos Mouros ’ u gezip , rotanızı Amerika keşfedilmeden önce Avrupa ’ nın en uç noktası sayılan Cabo da Roca Burnu ’ na çevirmeniz . Burada yapmanız gereken kesinlikle yüzünüzü Atlas Okyanusuna karşı çevirip , dalgaların sesini dinlemek ve rüzgarın yüzünüze çarpmasını hissetmek . Fakat yükseklik korkunuz varsa en uçlara çok yaklaşmamanızı öneririm .
Yazımını sonuna yaklaşırken aslında söylemek istediğim daha çok fazla şey olduğunu fark ettim . Mesela şehir içinde bulunun Alfama Old Town ’ nun sakinliğinden , Oriente Marina ’ da Vasco De Gama köprüsüne karşı oturup kafa dinlemenin verdiği huzurdan ve daha birçok güzel şeyden bahsedemedim . Günün birinde yolunuz bu küçük ama tatlı şehre düşerse tavsiyelerimi hatırlayın . P
49