Ma première publication PersPective39-Yuksek | Page 33

ya da istediği şeyleri bir araya getiren mecralara aylık 15 20 lira ödeyerek o mecrayı takip ediyor . Bu sadece görsel ve işitsel medyada değil yazılı medyada da böyle . Evet Kabul ediyorum hala çok kaliteli yazan gazetecilerimiz çok kaliteli yayınlanan dizilerimiz filmlerimiz de olabilir . Bununla birlikte insanlar o insanları da dijitalde görmek istiyor . Ve zaten o insanlar dijitale çıktığında da izleniyor veya dijitalden takip edilen o insanlar tv de de denk geldiğinde izleniyor veya sırf o köşe yazarı için gazetesi alınabiliyor . Yine de bu istisnaların dışında hepimiz biliyoruz ki insanlar bir kâğıttan gazete yerine herhangi bir konu hakkında hemen bilgi edinebilmek için ya bir bloga ya bir e gazeteye ya da Youtube ’ dan bir haber kanalını tercih ediyor . Çünkü insanlar dolar kurundaki değişimi birçok mecrada , kendi tercih ettiği kişiden , istediği anda , istediği kişilerle birlikte dinleyebiliyor .
Üretici açısından bakarsak da aslında üretici de hem rahat olmak hem de tatmin olmak istiyor . Mesela bugün TV ye bir proje sunduğunda üretici belli bir reytingi almak zorunda , bir sürü kişinin beğenisini almak zorunda ve aslında karşısındaki kitleye göre yani çoğunlukla TV ’ nin o halihazırda sunduğu şeyleri sunmak zorunda çünkü farklı şeyler TV ’ de o kadar da büyük reytingler alamıyor . Örnek vermek gerekirse 46 Erdal Beşikçioğlu ’ nun oynadığı gerçekten çok farklı bir hikayesi olan diziyken aslında insanlar tarafından çok da
bir şey ifade etmedi . Tabii ki de istisnalarımız var ama istisnalar da kaideyi bozmaz . Sonuç olarak aslında üretici de bildiği , ilgi duyduğu şeyleri birilerine aktarmak ve bunları paylaşmak istiyor . Dijital medyada bu isteklerde bir araç oluyor , bir psikolog bugün çıkıp terapi yaparmışçasına videolar çekebiliyor veya bir edebiyatsever çıkıp bir kitap analizi yapabiliyor aynı zamanda bugün yemek yemeyi seven biri yemek videoları çekip kanalına koyabiliyor veya bugün bir eğitim kanalı sosyolojiye dair çatışma kuramını örneklerle açıklayabiliyor biri sırf mavi renge tutkuyla bağlı olduğu için plajları gezip denizde geçirdiği vakti bizimle paylaşabiliyor … Ve burada hem izleyicinin hem de üreticinin hoşuna giden şey tek birliktelik ölçütünün olması . O da izleyicinin ve üreticinin uyum yakalaması . Şayet
Tek ölçüt var : İzleyicinin ve üreticinin uyum yakalaması .
uyum yakalanırsa birliktelikleri devam ediyor , yakalanmazsa bitiyor ve bu ilişkide 3 . bir faktör yok . Yani her iki tarafta net ve birbirlerine kolay ulaşabiliyor . Böylece de hem üretici hem de tüketici tatmin noktaları olabiliyor . Bu tatmin kimi üreticiye göre para oluyor kimisine göre düşüncelerini aşılayabilmek kimisine göre birilerinde farkındalık yaratabilmek kimisine göreyse yaptığı kaliteli ve cesur çekimleri birilerine izletebilmek . İzleyici için ise istediğine , eğlendiğine , kaliteli bulduğuna hızlıca erişebilmek . Bunların da karşılığının hepsi aslında değişen medyada var .
İşte böyle . Kim bilir ben bu yazıyı yazarken neler değişti , siz okuyana kadar neler değişecek . İşte bunu bilemiyoruz ama bildiğimiz bir şey var ki medya bu değişim noktalarının en önemlilerinden bir tanesi . Medyanın kitleleri harekete geçirme gücü , insanların medyaya olan ihtiyacı asla değişmeyecek bir gerçektir . Asıl önemlisi dünya değişirken , medya değişirken biz bu değişimin neresindeyiz ? Umarım değişen medyanın içinde olabilen , değişimi yakalayabilen ve günün medyasını anlayabilen kişiler oluruz . Bu yazımda benden bu kadar . Belki de bu yazım hayatımdaki yeni değişimlere açılan bir kapıdır kim bilir . P
31