Ma première publication PersPective39-Yuksek | Page 32

30
Bu olayların birçok nedeni var . Çünkü dünya değiştikçe insan da değişti . Gelin o zaman değişen insanın neden yeni medyayı tercih ettiğine bakalım .
Samimiyet ve içtenlik nedenlerden biri . Youtube ’ da bir kişinin kamera karşısına geçip spontane bir şekilde kendini anlatması veya arkaya sadece bir kanal logosu koyup hiçbir mecranın ona vermediği rahatlıkla , hiçbir reyting kaygısı olmadan , neymiş ya bu kripto para diyerek videoya girmesi , Serdar A l i Çelikler
ile A l i
Ece ’ nin kah gülerek kah atışarak Arsene Wenger üzerinden filozof , winner tartışması yapması , Serdar Ali ’ nin “ Baba bak sana döner lazımsa döner alacaksın gidip tü-
Dinlenirken niye kendi istediğimizi en hızlı şekilde elde etmeyelim ki ?
kürük köftesi almayacaksın ” cümlesiyle ve domates hali benzetmesiyle transfer sezonunu anlatması , Comolli ’ ye kızdığında Ali bir de sen Fransızca ’ ya çevir dediğinde Ali Ece ’ nin Comolli ’ ye Fransızca seslenmesi , Ali Ece ’ nin Marsilya sokakları analiziyle Luiz Gustavo ’ nun iyi futbolcu olduğunu anlatması veya Cüneyt Özdemir ’ in Nevada sınırının içindeki Tahoe gölünden selamlar demesi , Barış Özcan ’ ın bakın ben neler yapıyorum diyerek harika bir doğayı arkasına alıp program yapması , tabii ki de insanlara fazlasıyla temas ediyor çünkü yukarıda da dediğim gibi insanlar aslında bu kadar çok kişiye kolay ulaşabildiğimiz halde bu kadar çok bilgi sahibi olduğumuz halde sohbet edecek ve konuşacak bir kişi arıyor . İşte hal böyle olunca da aslında eğlenip sohbet edebileceğimiz kanallar arıyoruz .
Üretici ve seyirci arasındaki geri dönüt mekanizmasını da es geçmemek lazım . Bugün insanlar duygularını fazlasıyla açığa vurmak istiyor . Bir şeyi beğenmek , eleştirmek , o şey hakkında düşünce belirtmek , o şeyi sorgulamak ve yine yukarıda dediğim gibi üreticiye temas etmek istiyor . İnsanlar bir paylaşıma yorumla , beğeni tuşuyla , spamla veya şikâyet formlarıyla çok rahat geri dönüt verebiliyor . Hatta üreticiyle doğrudan iletişime geçiyor ve üreticide bir sonraki videosunda onun görüşleri doğrultusunda bir şeyler üretmeye çalışıyor . Hatta üreticiyle izleyici belli bir bütünlük yakaladığında yani artık izleyici orada mutlu olduğunda TV ’ de yayınlanan bir programı bile takip ettiği Youtube kanalından izliyor . Çünkü izleyici orada mutlu ve aynı zamanda kendisiyle o kanal arasında bir aidiyet hissiyatı var . Ve yine bu nedenlerden okuyucuda ertesi gün bu programın analizini Twitter ’ dan veya bir blog yazarının yazısından okuyabiliyor çünkü bu yazılar ona daha farklı geliyor ve aslında bu yazılarda kendi içinde tartıştığı şeylerin zeminini bulabiliyor .
Kitlenin istediğine istediği zaman ulaşabilme isteği herhalde artık yadsınamaz bir şey . Asıl önemli nokta da bu . Yazımın başında da dediğim gibi dinlenirken niye kendi istediğimizi en hızlı şekilde elde etmeyelim ki ? Bugün dijital dünyada çok kaliteli bir diziyi veya çok kaliteli kült bir filmi saniyeler içinde bulabilirken insanlar neden yayın akışı içine sıkıştırılmış ve tam olarak da seçemediği şeyleri izlesin ki ? Zaten izlemiyor da ya istediği şeyi internetten birçok farklı platformdan buluyor