Ma première publication PersPective39-Yuksek | Page 27

ardından Davut , şehir meydanında tüm heybetiyle yükseliyordu . O artık Floransa ’ ya aitti . Birkaç kere saldırıya uğradı , ayağı çekiçle parçalara dahi ayrıldı ama Davut , hepsine karşı bunca sene savaşmaya devam etti .
ne varsa taştan söküp attım .’’ cümlesiyle özetleyecekti .
Çekicini eline aldı ve gözüyle taşı süzdü . Aslında işin en kolay kısmı kalmıştı dâhiye göre . Kendisinden önce iki önemli Davut heykeli vardı . Biri Da Vinci ’ nin ustası Verrocchio ’ ya , diğeri ise henüz kendisini heykelde kimsenin geçemediği Donatello ’ ya aitti . Bu bronz iki heykel , Davut ’ u Eski Ahit ’ te nasılsa tam da o şekilde betimliyordu ; çelimsiz bir çoban olan Davut ’ un ayaklarının dibinde savaşması için verilmiş türlü zırh ve kıyafetler vardı çünkü onları reddetmiş sadelikle savaşmayı tercih etmişti . Başta daha masum gibi gözüken bu iki heykelde de kompozisyonda Davut ’ un kesik başı bulunuyordu . Donatello , Davut ’ u tamamen kıyafetsiz yaparak büyük bir devrim yaratmış dolayısıyla oldukça büyük bir tepkiyle karşılaşmıştı . Rönesans ’ ın en zirve döneminde yaşayan Michelangelo da heykelin çıplaklığını , haliyle insanın özünü daha fazla yüceltecekti . Bunu antik heykellerden farksız bir anıtsallıkla işleyecek fakat bir o kadar da masum bir Davut yaratacaktı .
Dolu dolu üç yıl geçti . Atölyede Michelangelo haricinde kimsenin görmediği Davut heykeli , örtünün altında Florsansa halkına kavuşmayı bekliyordu . Michelangelo da Davut da heyecanlıydı kalpleri hızlanmıştı . 5,17 metrelik heykel , örtünün altındaydı ve tüm gözler ona kitlenmişti .
Taşın içindeki Davut ’ u gördüm ve ona ait olmayan ne varsa taştan söküp attım .
Michelangelo
İstavroz çıkaranlar , heyecanla bağıranlar , ağlayanlar , önünde eğilip dua edenler , alkışlayanlar , ilahiler okuyanlar … Michelangelo her eserini sergiledikten sonraki gibi kalabalığın arasında dolaşıp tepkileri dinledi , dinledikçe huzur buldu , huzur bulduğu her an için Davut ’ u ile göz göze gelip ona teşekkür etti .
Artık gündemde başka bir konu vardı : Davut heykeli nereye yerleştirilecekti ? Leonardo Da Vinci ve Boticelli ’ nin de aralarında bulunduğu otuz saygıdeğer kişi Floransa Meclisi ’ nde toplandı . Birçok fikrin ortaya atılmasından ve ufak atışmalarından sonra karar , heykelin Senyörler Meydanı ’ na konulması yönündeydi ki bu meydan Floransa ’ nın yönetildiği Vecchio Sarayı ’ nın bulunduğu meydandı . Da Vinci , kendinden yirmi küsür yaş küçük genç sanatçıyı rekabete zorluyordu ve ona göre heykel buraya yerleştirilmeyi hak etmiyordu . Michelangelo da tam bu öneriden sonra ona karşı iyice bilenmişti .
Floransa ’ nın dar ve girintili çıkıntılı sokaklarında haftalar süren taşınmanın
Bir şafak vakti , meydanın doğmakta olan güneşten kızıllaştığı ve ortada kimselerin olmadığı bir saatte heykelini görmeye giden Michelangelo ’ nun gözüne bir insan silüeti takıldı . Davut ’ un önünde durmuş , onu izleyen ve elindeki deftere bir şeyler karalayan bir insan silüeti . Ona biraz daha yaklaştığında güneş ışıkları , kalem tutan elindeki yüzükleri ortaya çıkardı . Elli iki yaşında mesleğinin altın çağında olan , kimsenin kendiyle yarışamayacağı büyük üstat Leonardo Da Vinci ile göz göze geldi . Saatlerce heykeli hayranlıkla inceledikten sonra Eski Ahit ’ teki Davut ’ u değil , Michelangelo ’ nun Davut ’ unu çiziyordu not defterine . Tarih sahnesine yeni bir dâhi daha çıkmıştı ve Da Vinci ’ nin bile hala öğreneceği çok şey vardı .
Davut ’ u , acımasız bir kuvvetle Golyat ’ ın başını kaldırırken ya da kesik baş ayaklarının dibinde dururken değil , zekası ve sonsuz masumiyeti ile yaratmıştı Michelangelo . Devi gördüğü o anki gerginliğini ve kararlılığını çatık kaşlarla , kısık gözlerle , kırışmış mimiklerle eşi benzeri bir daha gelmeyecek şekilde taşa kazımıştı . Davut bu sefer elinde kılıcıyla kahramanlık pozu değil , sapanını cesaretle kavrayarak önemli bir karar vermişti . Bu heykel gerçekten de az sonra fırlayıp Golyat ’ ı öldürecekti . Ve bizler yüzyıllar geçse de bu anın içinde olacaktık . P
KAYNAK
Giorgio Vasari , Sanatçıların Hayat Hikayeleri , Sel Yayıncılık ( çev . Elif Göktepe )
Stephanie Storey , Yağ ve Mermer , Maya Kitap ( çev . Levent Kurtuluş )
25