Ma première publication a2019-2130-PerpectiveDergiSayi38 | Page 55

de barındırdıkları komüniteler de gerçekten çok güzel .
P : Cover yaptığınız şarkılarınızı neye göre seçiyorsunuz ?
DT : Sevdiğim şarkıları söylemeyi seviyorum . Evde kendi kendime söylediğim şarkıları gitarda çalıp paylaşmaktan hoşlanıyorum . Belirli bir kriterim yok anlayacağınız .
P : 2017 ’ de çıkardığınız ve ilk albümünüz olan “ Kozakuluçka ” nın ismine nasıl karar verdiniz ?
DT : İlk albümün isminin ne olabileceği üzerine uzun süre düşündük . Şarkılardan birinin ismini koyabilirdik , ancak hiçbirinin albüm adı olmak için uygun ve yeterince açıklayıcı olmadığını fark ettik . Biz de ilk albüm olması sebebiyle ‘ koza ’ ve ‘ kuluçka ’ kelimelerini birleştirerek Kozakuluçka ismine karar verdik . Aslında anlık bir karar oldu .
P : “ Kozakuluçka ” da İzmir için yazdığınız “ İzmir ’ de Gün Batımı ” ismindeÇok güzel bir şarkınız var . İçinizde böyle bir İzmir aşkı varken sizi İstanbul ’ da kalmaya motive eden neydi ?
DT : “ İzmir ’ de Gün Batımı ” aslında benim değil babamın şarkısı . Şarkıya biraz duygusal bir bağım olduğu için albüme koydum . Aslen İzmirliyim ama İstanbul ’ un yeri de bende ayrı tabii ki . İstanbul ’ da okumayı ve yaşamayı çok seviyorum . İstanbul ’ un kültürel topluluğu , insanların sıcakkanlılığı İstanbul ’ u sevme nedenlerimden bazıları .
P : Etkileyici ve ayırt edici bir sesiniz var . Sesinizi geliştirmek için şan dersleri aldınız mı yoksa kendi kendinize mi geliştirdiniz ?
DT : Kendi kendime geliştirdim . Şan dersi almadım çünkü klasik opera sanatçısı değilim ve o tarz bir müzik yapmıyorum . Şarkılarım , birazcık daha kendi içimden gelen şekilde söylememi gerektiren bir vokal tarzına sahip . Bu sebeple şan dersine gerek duymadım ancak enstrüman dersleri aldım tabii .
P : Kariyerinizde uluslararası bir noktaya gelmek için İngilizce şarkı çıkarmayı düşündünüz mü ?
DT : Olabilir , neden olmasın ? Yazdığım bir-iki parça var . Onları yayınla-
Müzik eğer sanat yapma amacıyla yapılıyorsa çevresindeki kitleyi ve dinleyen insanları çok fazla umursamaz .
mam hoş olabilir ancak genelde Türkçe ağırlıklı , anadilimde şarkılar çıkarıyoruz . İngilizce hatta belki Fransızca şarkılar bile çıkarabiliriz .
P : Yaptığınız “ cover ” lar arasında Fransızca şarkılar da mevcut . Söylediğiniz Fransızca şarkıları ezberliyor musunuz yoksa normalde de Fransızca konuşuyor musunuz ?
DT : Je parle un peu . Pas très bien mais j ’ ai appris grâce à Duolingo et Internet . ( Birazcık konuşuyorum . Çok iyi değil ama Duolingo ve internet sayesinde öğrendim .) Liseden beri ilgim olan bir dil olduğu için kendi kendime öğrendim .
P : Sizce popüler kültürü takip ederek müzik yapmak sanatçının yaratıcılığını yok eder mi ?
DT : Müzik eğer sanat yapma amacıyla yapılıyorsa çevresindeki kitleyi ve dinleyen insanları çok fazla umursamaz . Kendi içinizden çıkması gereken , anlatılması gereken , sizi dürten bir şey vardır . O dışarı çıkar . Popülarite kaygısıyla müzik yapılamaz diye bir şey yok ama ben öyle yapmıyorum . Bu durum tamamen müziği hayatınızda nerede konumlandırdığınızla ilgili , o sebeple yaratıcılığı yok edeceğini düşünmüyorum .
P : Müzik dünyasının eski ve yeni isimlerinden hangileri ile düet yapmak isterdiniz ?
DT : Eskilerden Tarkan ile düet yapmak isterdim kesinlikle . Yeni isimlerden de Şehinşah ve Ağaçkakan ile düet yapmak isterdim .
P : Dünya turnesine çıksaydınız ilk olarak gitmek isteyeceğiniz şehirler hangileri olurdu ?
DT : Lisbon , Los Angeles , Londra , Berlin . Buralarda konser vermek gerçekten çok hoş olurdu . Makedon göçmeni olduğum için Üsküp ’ te de konser vermek isterdim .
P : Sofar ’ ın da etkisiyle gitgide popülerleşen “ üçüncü yeniler ” müzik akımı hakkında ne düşünüyorsunuz ?
DT : Doğal bir şekilde oluşan bir akım olduğu için samimi bir müzik türü olduğuna inanıyorum . Aynı zamanda ana akım müzik piyasasında belirli boşlukları doldurduğunu düşünüyorum . Ne kadar alternatif müzik olarak adlandırılsa da ana akımda günden güne kendine çok büyük bir yer ediniyor . 2015 ’ te durum farklıydı , bugün çok farklı . Bugün çok daha fazla üretim , çok daha fazla tanınırlık ve bilinirlik var . “ Üçüncü yeniler ” akımı bence yeni bir soluk ve kendi tarzına sahip .
P : Türk müzik dünyasının eksikleri sizce neler ?
DT : Daha önce konuştuğumuz popülarite kaygısından biraz daha uzak bir müzik anlayışı eksiklerden biri diyebilirim . Biraz daha insanların içinden kopup gelen , yaratıcılığı görebildiğimiz , daha bireysel , daha dışavurumcu bir müziğe ihtiyacımız var . Bugünkü örnekler de gayet iyi örnekler ve bence müzik açısından çok hatırlanacak bir dönemde yaşıyoruz ama tabii ki çok daha iyi olabilir . P
51