Ma première publication a2019-2130-PerpectiveDergiSayi38 | Page 28

D

Dosya

68 Kuşağı

Onları hâlâ hatırlamamıza sebep olan şeylere karşı çıkan bir kuşağın hikâyesi .
Berat Erbaş berbas @ gsuik . co
26

I

kinci Dünya Savaşı yeryüzünü kasıp kavurmuştu . Tarihte olup olabilecek en kötü şeylerden birini görmüş olduğunu düşünen insanların oğulları , çok daha büyük bir yıkıma tanıklık etmişti . Korku dolu , endişe dolu , kötülüğün saf halinin sergilendiği yıllar atlatmıştı dünya , hem de iki kere üst üste . Dönemin entelektüelleri , günlüklerinde “ savaş görmemiş bir sanatçı ne üretebilir ki ?” sorusuna cevap arıyorlardı . Dünya , sonradan Soğuk Savaş adıyla anılacak olan kocaman bir sürecin içindeydi .
Belki de dünyanın en geniş kapsamlı ideolojik savaşı söz konusuydu . İki küresel savaş atlatmış dünya sefillik çekiyordu . İnsanlık , artık savaş istemiyordu . İnsan , istediğinde kötülüğün sınırlarını aşabileceğini , kendisine kanıtlamış bulunuyordu . Derin bir deniz söz konusuydu . Romantiklerin içine düştüğü anlamsızlık denizine , savaş sonrası varoluşçuları da düşmüş bulunuyordu . Modernlik , tek farktı . Belki de bu fark , denizi çok daha derin kılıyordu .
Paris ’ in en ünlü ve eski okulu olan Sorbonne ’ da , üniversite öğrencileri tarafından başlatılmıştı her şey . Sorbonne öğrencileri 5 . Cumhuriyet ’ in ilk hükümeti tarafından alınan bir karar sonucu sokağa döküldü . Paris ’ teki pek çok üniversite öğrencisi onlara katıldı . Öğrencilerin tek bir karara isyan etmek amacıyla başlattığı bu hareket , birdenbire “ sıkıcı ” ve “ despotik ” düzene isyana dönüştü . Sonrasında çalışma koşullarından ve maaşlardan memnun olmayan işçi sınıfı işin
68 kuşağı kararsız ve kendinden emindi . içine girdi ve hareket olduğundan daha da politikleşti . Böylece basit bir üniversite ayaklanması birdenbire politik bir serzenişe dönüştü . Karşı çıktıkları şey 1958 ’ de başlayan “ De Gaulle ” rejimiydi . Polisi marksist bakış açısıyla bir şiddet aygıtı olarak gören bu ayaklanma , medya aygıtlarını da yalancılıkla ve hükümet yanlısı propaganda yapmakla suçladı . Tüm bunların yanında ortada teorik bir savaş vardı . Savaş görmemiş bu üniversite öğrencileri , çocukken savaş görmüş ve korkuyla büyümüş ailelerine karşı çıktılar . Bir Sisifus laneti gibi tekrarlanan evden işe , işten eve rutininde kaybolup giden babalarına ve bağımsızlık gibi bir kaygısı olmayan , onlara verilenlerle yetinen annelerine duydukları nefret ; alışılageldik kuşak çatışmasına kıyasla çok daha şiddetliydi . Bu ayaklanma önce Fransa ’ da sonra da dünyada büyük bir ün kazandı . Pek çok ülkede buna benzer ayaklanmalar süreç içerisinde kendisini gösterdi .
İletişim çağının ilk etkilerinden olan 68 ayaklanması başarısız olmuş ve asla tekrarlanmayacak bir devrimdi . ’ 68 Mayıs ’ ına başarısız denebilmesinin tek sebebi ise somut bir biçimde amacına ulaşamamış olmasıdır . Bunun yanında pek çok farklı etkisi oldu . Günümüzde bile hala akademisyenlerin işlediği ünlü sivil hareketlerden biri olması bir kenara , zaman aşırı kabul edilen bireysel bir etki söz konusudur . Bohem yaşam biçimini destekleyen 68 kuşağı politik görüşlerini sanatla aktarmayı hedefliyordu . Sisteme karşı çıkma biçimi sokağa dökülmekti . Gazetelere inancı olmayan bu topluluk duvarları gazete olarak